Galatasaray'ın takım olma özelliğini elindeki bireysel yeteneklere rağmen çoktan kaybettiğini her fırsatta dile getiriyoruz. Nedenini de saklamıyoruz her yazıda hatırlatıyoruz, 'G.Saray'ın vizyonu geniştir, bu takıma marka bir hoca gerekir, bu atraksiyon takım ruhunu da diriltir' diye. Bize hak veren de oluyor eleştiren de. Bizim göbekten kimseye bağımız olmadığı için gördüğümüz gerçekleri dile getirmeye devam edeceğiz. Bay Skibbe, belli ki Fortis Türkiye Kupası'na angarya gözüyle bakmış. Sahaya çıkardığı kadro zaten bunun ispatı. Kaleci Aykut, Volkan, Murat Akça ile Mehmet Güven ilk 11'de sahaya çıktı. Kesinlikle bu futbolcuları küçümsediğim için söylemiyorum, sadece bir takımda değişim söz konusu ise bu değişim bana göre maksimum iki ile sınırlanmalı. Bir anda uzun süre oynamayan 4 futbolcuyu sahaya sürerseniz uyumsuzluk zaten kısa sürede kendini gösterecektir. Dün Ankara'da sahada futbol oynayan tek takım vardı, o da Ankaraspor'du. Aykut Kocaman'ın öğrencileri temkinli oynamayı tercih etti, sık sık organize ataklar geliştirdi. Kanatlardan ortalarla da G.Saray savunmasına maç genelinde zor anlar yaşattı. Gol perdesini 9'uncu dakikada Ümit Karan ile G.Saray açtı ama o ana kadar 2'de De Nigris ve 6'da da Bilal Ankaraspor adına öylesine iki gol kaçırdı ki şans melekleri G.Saray'ın yanındaydı. Özer-De Nigris, Bilal üçlüsünü G.Saray duman etti. 45'te de zaten Bilal'in ortasına De Nigris imzasını attı.
Kötü alışkanlık! G.Saray ikinci yarıya başlarken Kewell ile önemli bir pozisyondan yararlanamadı Lincoln cılız pozisyonlar üretmeye çalıştı ama o da sonuç getirmedi. De Nigris çıkıp Mehmet Çakır oyuna girdi ve bu kez Çakır resitali başladı. Her topla G.Saray orta sahasını yürüyerek geçen, savunmaya soğuk terler döktüren Çakır sıkı pozisyonlar yarattı, sadece golünü atamadı. İşin kötüsü G.Saray artık maç kazanamamaya alıştı. Ligden sonra Fortes Türkiye Kupası'da G.Saray'a ilaç olamadı.