Grubun ilk maçına Olympiakos'u yenerek başlamak bize en azından Benfica'da 1 puan lüksü tanımıştı. Alınacak 3 puan ise ballı kaymak olacaktı. Portekiz'de sahaya çıkan kadro, mevcutların içinde en iyisiydi. Kewell, pazar günü oynanacak Fenerbahçe derbisi için İstanbul'da bırakılmış, yine Nonda ile Mehmet Topal da sakatlıkları nedeniyle forma giyememiş, diğer asların hepsi ise Ümit Karan da dahil olmak üzere sahaya çıkmıştı. G.Saray, maçın başında inanılmaz iki fırsat kaçırdı. Önce Arda'nın harika pasında Lincoln şutlamayıp orta yapsa, gol şansını yüzde yüze taşıyacaktı. İkincisinde ise bu kez Ümit, Arda'nın asistinde kaleciyi de geçen topa ayağının ucuyla dokunamadı, kaçan gol saç baş yolduracak cinstendi. G.Saray iyi yükleniyor, Benfica'yı şaşırtıyordu. Rakip, savunmada ilginç açıklar veriyordu. Meira, Ayhan, Lincoln, Arda Turan, Sabri çok çalışıyor ara paslarla Baros ve Ümit Karan'ı rakip kaleye adeta itiyorlardı. 25'te Baros'un şutunu kaleci Quim sadece izlemekle yetindi. Bu dakikalarda UEFA'nın İnternet sitesi topa sahip olma oranını Galatasaray adına yüzde 84, Benfica adına da yüzde 16 olarak gösteriyordu. Lincoln topla buluştuğu her anda göbekten Baros'u gördü. Sabri ile Arda ise sağdan ve soldan ortalarla pozisyon üretmeye çalışıyordu.
Avrupalı gibi kazandı 37'de Benfica en tehlikeli pozisyonu üretti. Kaleci Sanctis, Suazo'nun karşı karşıya sert şutunu inanılmaz çıkardı. İlk yarının en güzel hareketi de buydu zaten. G.Saray ikinci yarının ilk periyoduna da iyi başladı. Önce Baros mutlak golü kaçırdı, ardından Emre Aşık topu adeta iğne deliğinden geçirip G.Saray'ı öne geçirdi. Gol sonrasında G.Saray akın akın Benfica kalesine inmeye başladı. Zaman zaman inanılmaz top kayıpları yaşadı G.Saray. Bunlarda Suazo ve Aimar'ın becereksizliği işimize geldi. G.Saray etkili pozisyonları son çeyrekte de sürdü. Baros, Lincoln, Ayhan, Hakan Balta her pozisyonda vardı. 70'de Ümit Karan'ın golü Benfica'yı bitirmeye yetti. Golde Ayhan ve Arda'nın inanılmaz becerileri vardı. İki farklı galibiyeti arkasına alan G.Saray son 10 dakikayı istediği gibi yönetti. İstediği zaman atağa kalktı, istediği zaman oyunu yavaşlattı. G.Saray'ın elde ettiği başarı küçümsenecek gibi değil. Liginde yenilgi yüzü görmeyen Benfica'yı iki golle teslim alırken grup liderliğini perçinledi; Lizbon'dan inanılmaz avantajla döndü. Yıllar sonra G.Saray, Avrupalı gibi oynadı, Avrupalı gibi kazandı.