Ne yazarsan elinle, ne söylersen dilinle, o gelir seninle. Bizim meslekte bu iş böyle. Yeşil sahadan mikrofon başına geçenler, ellerine kalem geçirenler, eğer tekrar sahaya dönmeye niyetleri varsa, dikkatli olacaklar. Bazıları olmadı. Şimdi başları ağrıyor. Misal Mustafa Denizli bir satır yazının hesabını vermiş son maç sonrası! Yerel medyadan bir meslektaşımız "Bir yazınızda Kocaelispor'un bu sezon hiçbir maçı kazanamayacağını yazmıştınız, durum 0-2 olunca neler hissettiniz?" diye sormuş ve bence hocayı yıkıp viran eylemiş! Bir de maç o skorla bitse, varın siz tahmin edin neler olacağını! Denizli'nin bu olaydan alacağı çok ders var çooook. Şimdi aynı dert Sergen kardeşimin başında. O da yorumculuğu sırasında, kısa ve kolay yolu tercih edip önüne gelene sallamıştı. Mesela, "Emre Belözoğlu Milli Takım'ın beyniyse, Milli Takım beyinsiz kalmış demektir" diye müthiş (!) bir tezin altına imza attı. Bu kadarla yetinmedi elbet. Beşiktaşlı futbolcuları ağır şekilde eleştirdi. Skibbe'yi, Aragones'i ve hatta hakemleri...
Avcıyken av oldu Elinde makineli tüfek vardı, hedef tahtasında kim olduğuna bakmadan taradı. (İşin ilginç yanı bu acımasız eleştirileri yapan Sergen Yalçın, futbolculuğu döneminde haklı eleştirilere bile tahammül edemezdi. Ne yaman çelişki!) Her neyse ele verdi talkını, kendi yuttu salkımı. Ama büyük bir hata yaptı. Herkese böylesine sallayan bir yorumcu tekrar sahaya dönmemeliydi! Sergen döndü. Avcıyken tekrar av oldu! Skibbe ve Aragones artık onun meslektaşı ve rakipleri! Emre de öyle. Hesaplaşma sahada olacak yani. Yerden yere vurduğu Beşiktaşlı futbolcularla yüz yüze bakacak olması bir başka dert. Onları motive falan edecek inşallah. Hakemleri hiç katmıyorum işin içine. Umarım onlar da yeni görevini Sergen'le hesaplaşmak için bir fırsat olarak görmezler.. Hepsi bu kadar da değil elbet. Sergen yorumculuk tarzı ile bundan sonra kendisini eleştirecek olanlara da sınırsız özgürlük tanımış oldu. Yarın birileri "Beşiktaş teknik heyetinin beyni Sergen ise Beşiktaş teknik heyeti beyinsiz kalmış demektir" diye yazabilir. O zaman da kimsenin söyleyecek tek sözü olamaz. Tüm bunları herkese ders olsun diye yazıyorum. Tekrar sahaya dönme niyetiniz varsa, söylediğinize de, yazdığınıza da dikkat edin kardeşim. Meydanı boş sanıp sallamayın. Kendinizi Erman ya da Ahmet hocayla da karıştırmayın. Onların tekrar hakem olma niyetleri yok. Bilmem anlatabildim mi?