Beşiktaş'ın saha içindeki derdine "gerçekçi teşhis" konulamadığı için çözüm arayışları da hep sonuçsuz kalıyor. Örnek Ertuğrul Sağlam görev yaptığı her iki sezonda da sistemini belirlerken orta sahada sorun yaşadı. Çünkü "boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz" tadındaki Delgado o bölgede oynuyordu. Ertuğrul hoca, bu sezon başında, forvetteki bir oyuncudan vazgeçerek kendine göre bir çözüm üretti... Tek forvet, çift ön libero oynadı... Hesaba göre Delgado'nun yapmadığı savunmayı iki libero yaparken, forvetteki eksikliği de Arjantinli giderecekti. Olmadı... Yürümedi... Yürüyemezdi de... Mustafa Denizli aynı derde derman ararken Sağlam'ın tam tersini yaptı. Forvetten taviz vermedi ama savunmadan bir oyuncuyu ileri çıkardı. Üçlü defansa döndü. Bu da tüm sıkıntıyı çözen bir hamle değildi aslında. Zayıf rakipler karşısında işleyen sistemin ısıran takımlara karşı problem çıkaracağını Sivas ve Kayseri sınavları acı bir şekilde kanıtlamış oldu. Bundan sonra başka acı faturaların gelmesi de mümkün. Başımızı kuma gömmeden gerçekleri göreceksek eğer durum şu; Delgado her iki teknik adamın da elini, kolunu bağlamıştı. Kimse yedek bırakamıyor ama oynatınca da verim alamıyordu. "Göndermeliyiz" diyecek bir babayiğit de yoktu.
Kaptanlık da işe yaramadı "Alex misali" kaptanlık verilerek sorumluluk alması beklendi ama yeni apoletler de beklenen etkiyi yapmadı. Son derece yetenekli bir futbolcu olan Delgado maalesef "maçı, ligi, turu ya da kupayı" kurtarmayı kafasına takabilen, bu anlamda durumdan vazife çıkaran bir yıldız değildi. Öyle olsaydı tüm sistem onun üzerine kurulur ve çözüm bulunurdu. (Tıpkı Zico'nun Fenerbahçe'de yaptığı gibi) Ancak Delgado'nun bu manada (Tek başına maç kurtarmak) bir Alex olmadığı gibi aynı sorumluluk duygusuna da pek sahip olmadığı açıktı. Dolayısıyla bana göre Denizli'nin tüm sistemi onun üzerine kurma şansı yok (Sağlam'ın da yoktu) ve olamaz. Sanırım Mustafa hoca da bunun farkında. Bu nedenle tüm sistemini Delgado'nun üzerine bina etmek yerine, Arjantinlinin eksiklerini kapatacak takviyeleri çevresine yerleştirerek, bildik sistemleri modifiye ediyor. Açık yarayı aspirinle kapatmaya çalışmaktan başka bir şey değil bu. İyi de nereye kadar? Bu nedenle Sağlam'ın dile getirmediğini, Delgado'yu çok beğenen Denizli'nin de asla söyleyemeyeceğini "Kral çıplak" diyerek ben buradan söylüyorum; Beşiktaş özlediği şampiyonluğa kavuşmak istiyorsa, ara transferde Arjantinliyi mutlaka elden çıkarmalıdır. Gören gözler için, Kartal'ın gerçeği şu dört kelimeye sığmaktadır: Delgado'yu satmak, şampiyon olmaktır!