Dört büyükler Süper Lig'in geldiği noktayı iyi değerlendirmeli ve Anadolu'nun değişen fotoğrafını iyi okumalılar. Artık, Sivasspor ve Kayserispor ile oynadıkları karşılaşmaları birinci derecede önemli maçlar kategorisine koymak zorundalar. Ankaraspor, Bursaspor, Gaziantepspor ve Eskişehirspor'u da zorlu rakipler arasında sayabiliriz ama onlar, Sivas ve Kayseri gibi istikrarı yakalamış değiller. Bu ayrıntıyı gözden kaçırmamak gerek. Örneğin G.Antep, haddini bilerek oynadığında kolay kazanırken, 'büyük takım' havasında oynadığı maçlarda ise kolay teslim oldu. Gerek Kayseri, gerekse Sivas bu krıtik barajı aşmış durumdalar. Büyük takım elbisesi üzerlerine oturdu ama bu bir sezonda olmadı. Bana göre bu 2 takıma karşı 4 büyüklerin oynayacağı her maç, öyle laf ola beri gele değil, gerçek anlamda 3 ihtimallidir. Bu pencereden baktığımda Mustafa Denizli yönetimindeki Beşiktaş'ı '3 maçta 5 puan kaybetti' şeklinde yüzeysel bir bakışla değerlendirmiyorum. Dolayısıyla alınan ilk mağlubiyet nedeniyle teknik adamı hırpalamak niyetinde değilim. Ancak Kayseri maçında felsefesinden taviz veren bir Denizli gördüm, işte o konuyu asla es geçemem.
Korkunun ecele faydası... Ne diyordu Mustafa hoca, 'gol yemekten, mağlup olmaktan korkmayacağız.' Kayseri'de korktu. Kendi futbolcularının gücünü, rakibi durdurmak için kullandı. Bundan önceki maçlarda tam tersini yapmış ve 'rakip bana tedbir alsın' felsefesiyle oynatmıştı Beşiktaş'ı. Umarım bu bir yol kazasıdır. Alınan mağlubiyetten çok beni ilgilendiren konu Denizli'nin sisteminden daha doğrusu felsefesinden taviz verip vermeyeceği. Bence vermemeli. Kayseri maçından alınacak bir ders varsa, korkunun ecele faydası olmadığıdır. Başka bir ders yok. Hangi tedbiri alırsanız alın, bir anlık hata sizi korktuğunuza uğratabilir. Pazar günü olan da buydu. Öyleyse, Beşiktaş bünyesine uygun olmayan ve rakibin futbolunu temel alan taktiklerden uzak durmalıdır. Beşiktaş bu ligin en iyi hücumcularına sahip. Kendi gücünü sahaya yansıtıp tempo yaptığı anda her takımı yenebilir. Bu takım hücum futbolunu iyi oynar, savunma futbolunu değil. Bana göre şampiyonluk yol haritası belirlenirken taviz verilmemesi gereken temel konu budur. Mustafa hocanın bunun farkında olduğuna eminim. Son maçta rakibi durdurmaya yönelik tedbirlerin bir işe yaramadığını acı bir şekilde anladığı da ortada. Öyleyse önümüzdeki haftalarda yine kendi gücünü sahaya yansıtan, gol yese bile daha fazlasını atmaya çalışan ve bunu da başaran bir Beşiktaş izleyeceğimizi düşünebiliriz.