Yakartop... Buzhokeyi... Birdirbir... Deve güreşi... Karate... Judo... Tekvando... Bu oyunların herhangi birinde Estonya ile yenişemeyebilirdik ve kimse buna şaşırmazdı. Ama futbolda bir kez daha berabere kalmak büyük ayıp oldu. Kâğıt üzerinde kolay görünen maçları oynayamıyoruz. Biliyorum çok saçma ama gerçek bu. EURO 2008 elemelerinde de Malta, Moldova ve Bosna karşısında böyle ders alınacak skorlar elde etmiştik. Ama "Ders almayız" diyerek bu günlere geldik. Gerçekten ders almıyoruz! Ama pek verdiğimiz de söylenemez. Hiç kimse eksikleri sıralayıp bu trajediye kılıf aramasın. Bu beraberliği örtecek kılıf zor bulunur. Sahasından çıkmayı bile düşünmeyen bir rakibe gol atamadık. Bosna'dan 7 gol yiyenlerin karşısında 3 direğin arasını bulamadık.
İnanılmaz goller kaçırdık Kanatlardan son çizgiye inip rakip savunmanın dengesini bozacağımız yerde kaos yaratmaya çalışan Estonyalı futbolculara uyduk. Halil'in kaçırdığı goller akılların alacağı gibi değildi. Arda sıkıştı kaldı. Ayhan göstermelik paslaşmalar dışında bir şey yapamadı. Sabri ve Aurelio'nun gayretleri ise ancak topla biraz daha oynamamızı sağladı. Yaşlı kurt Yusuf ve Uğur Boral girince biraz daha etkili gittik kaleye... Fakat bu defa da Londak ballandıkça ballandı. Mart ayında İspanya'ya karşı ne yaparız bilemem. Ama 5 ay boyunca bu kAYIPla baş başa kalmış durumdayız. Ve bir şey daha söylemek isterim, o da şu. Estonya'yı yenemeyen bir takıma 2010'u rüyasında bile göstermezler. O yüzden fazla umutlanmayalım. Haa unutmadan. Hani federasyonun Terim ile sözleşmesini bekliyoruz ya... Bu skordan sonra daha çok bekleriz!