Metal fırtınası! Bu maç için her şey söylenebilir ama Beşiktaş turu hak etti denilemez. Daha çok isteyen, daha iyi hazırlanan ve elindeki kozlarını daha iyi kullanan, yani hak eden kazandı. İlk dakikalarda rakibin halini hatırını sormaktan öte gitmeyen iki atağımızın ardından maç Metal Fırtınası'na döndü! Metalist Kharkiv savunmada Papa'dan başlayan organize ataklarını orta sahada Trısovic'in çabukluğuyla olgunlaştırırken, ileride gol kralı Devic ve ele avuca sığmaz Coelho, Beşiktaş savunmasını sarsıyordu. Coelho'nun 35 metreden mükemmel vuruşunda Hakan Arıkan çizgide olmak gerekirken bir adım önde olmanın ne büyük hata olduğunu acı bir şekilde öğrendi. Birincinin şokunu atlatmak için oyunu rolantiye alması gerekirken kontrolsüz saldıran Beşiktaş, çabuk ve doğru paslaşmalar yapan rakip karşısında savunmada az adamla yakalanınca ikinci golü yemek kaçınılmaz oldu. Konya ovasında gezermişçesine rahat dolaşan Coelho bir gol atıp bir de asist yapınca Zapo ona yapışması gerektiğini anladı. Öbür taraftan büyük bir strateji hatası vardı Beşiktaş cephesinde. Savaşması gereken bir deplasmanda en çok Nobre'ye ihtiyacı vardı Kartal'ın. Rakip savunmaya ve ön liberolara baskı yapması, orda sahada aksayan Tello, Cisse ve Serdar Kurtuluş'un da işini kolaylaştırabilirdi. Ama Nobre ilk dakikada sahada olmalıydı, 66. dakikada değil! Bu maçı kafasında oynamamıştı Ertuğrul Sağlam. Oynamışsa da yanlış oynamıştı.
Sağlam'ın işi zor İkinci yarıda Serdar Özkan'ı alıp Toraman'ı çıkarması Serdar Kurtuluş'u da savunmanın sağına dönmeye mecbur ediyordu.. Gole ihtiyacı vardı, risk almıştı. Rakip geri çekildiği için bu doğru bir değişiklikti ama orta sahadaki savaşan Kartal ihtiyacına cevap verecek bir hamle değildi. Gol yeme korkusuyla tedirgin oynayan Metalist, orta sahadaki boşluğu görünce yine yüklenmeye başladı. Pozisyonlar buldu. Metal Fırtınası romanını yeniden yazmaya çalışan Kharkiv önünde şanstan başka sığınacak limanı olmayan Beşiktaş, o şansı yanında bulduğu için bir golle turu geçme limitinde kalabildi. Taa ki Coelho tekrar sahne alana kadar. Yine dengesiz yakalanan bir savunma, yine çabuk ve doğru paslaşma yapan rakip ve üçüncü gol. Yani umutların bittiği an geldi çattı. Sonrası gelen zaten bir şeyi değiştirmedi. Geçmiş olsun. Not: Elindeki kadroyu doğru kullanmayan Ertuğrul Sağlam için çok sıkıntılı bir dönem dün gece itibariyle başlamış oldu. Bundan sonra işi zor.