- Çok güzel bir maç yönetti. Türkiye'de birisi Collina olacaksa bu Fırat Aydınus. Yeter ki Arda'ya da kırmızı kart göstermeye cesaret etsin - Polat, Sezgin, Üstünel tribünde otururken, futbolcular sahada çıldırabiliyor. Çünkü biliyorlar ki orada oturanlar boş adamlar - Bebek'in bütün kızları Arda'nın peşinde. Arda'nın bunlara nasıl zaafı olduğunu da biliyorum. Ama 'Dur' diyen olmadığı için bildiği yolda ilerliyor
Hakemlerin kararları haftaya damgasını vurdu. Fenerbahçe-Bursa maçında Tolga Özkalfa, Eskişehir- Galatasaray maçında ise Fırat Aydınus tartışılan kararlara imza attılar.
Siz hakemlerin yönetimini nasıl buldunuz? Hakemler tabii sene başından beri büyük takımların lehine düdük çaldılar, bu yüzden kimsenin itirazı yoktu. Şimdi ilk defa hakemlerin kararları büyük takımların aleyhine olarak ortaya çıkınca kıyamet koptu. Fırat Aydınus fevkalade güzel bir maç yönetti. Bana sorarsan Türkiye'nin Collina'sı olabilecek tipte bir hakem. Bütün maç boyunca bir tane büyük hatası var: Arda'ya göstermediği kırmızı kart. Kendisine bu kadar küstahça meydan okuyan bir oyuncuyu oyundan atmıyorsan çok ayıp. Tamam direk söken Lincoln'ü de atamıyorsun, suratına top atan Edu'yu da atamıyorsun, yani bir yerde hakemlerimizin büyük takımlara karşı çekinceleri var. Ne kadar cesur olursa olsun. Galatasaray maçında Aydınus'un tartışılacak iki kararı da Galatasaray'ın lehineydi. Milan Baros'un golü ve Arda'ya kırmızı kart göstermemesi. Skibbe'ye orada hayran oldum. Gitti birer birer hakemlerin elini sıktı. Hakemlere saldıranları uzaklaştırdı. Elini sıktı, kutladı. Basın toplantısında da "Gol, ofsayt değilse, çok iyi maç yönetti" dedi. Gol ofsayt değil. Yan hakem bayrak kaldırıyor. Yan hakem bayrak kaldırabilir. Çünkü yan hakem topun Youla'ya çarptığını düşündü. Ümit Karan'la yan yanalar çünkü. Topun Youla'ya çarpması halinde ofsayt. Topun Ümit Karan'a çarpması halinde ofsayt değil. Çünkü uzaktan şut attığın zaman ofsayttaki futbolcuların varlığı önemli değil. O şut doğrudan kaleye gidiyorsa. O şutun doğrudan kaleye gitmesiyle, bir Galatasaraylıya çarpıp girmesi arasında da fark yok. Anlam olarak. Ofsayttaki Eskişehirliler önemli değil. Ama o top o Eskişehirlilerden birine çarparsa ya da kaleciden, ya da direkten dönüp o Eskişehirli oyuncuların önüne gelirse ofsayttır. Yan hakem Youla'ya çarptığını zannetti; bayrağını kaldırdı. Şimdi bir golden sonra bir bayrak kalkmışsa dünyanın her yerinde futbolcular itiraz eder. Galatasaraylı futbolcuların itirazlarına da benim diyeceğim bir şey yok. Dünyanın her yerinde böyle. Real Madrid de itiraz eder, İngiliz Milli Takımı'nın en centilmen adamı da itiraz eder. Çünkü adam bayrak kaldırmış. Ama bu itirazların belli bir süresi var. Maçı 8 dakika durdurursan kartı yersin. Aydınus'un sıraya dizip gösterdiği o kartlar da doğru. Ama ben bundan sonra isterim ki hakemler aynı itirazları yapan bütün takımların futbolcularını sıraya dizip kart gösterebilsin. Bizde yanlış burada. Öbürleri yapamadığı için Fırat Aydınus suçlu duruma düşüyor. Oysa doğruyu yapan Aydınus. İtirazı bu kadar uzattığında, ipin ucunu kaçırdığında 7 kişiyse, 7 kişi kart görmeli. Bir barajı ısrarla bozmaya devam ediyorsa bir takım o barajda olanlara sırayla kart gösterebilir hakem. Ama bizde yapmıyor hakemler. Yapmadığı için yapan kötü algılanıyor. Çok güzel maç yönetti Fırat Aydınus. Türkiye'de birisi Collina olacaksa bu Fırat Aydınus. Yeter ki Arda'ya da kart göstermeye cesaret etsin.
Arda açısından da hoş olmayan bir durum var aslında. Israrla gitmemek istemesi ve olayı kırmızı kart görecek noktaya getirmesi yanlış değil mi? Arda gencecik bir adam. Arda'yı bu hale getiriyoruz. O yaşta bir adam, müthiş bir şöhreti var, cebinde müthiş parası var. Bebek'in bütün kızları Arda'nın peşinde. Ben biliyorum. Çünkü ben orada yaşıyorum. Arda'nın bunlara nasıl zaafı olduğunu da biliyorum. Şimdi bunu kim önleyecek? Bu yaşta, bu şöhrette, bu parada bir adamın bunlara esir olmasından normal bir şey yok. Gencecik bir adam kendini bu koşullarda yönetiyorsa zaten yöneticiye de gerek yok kulüplerde. Adnan Polat'ın işi ne, Adnan Sezgin'in işi ne, Haldun Üstünel'in işi ne? Bütün bunlar oradayken Galatasaray futbolcuları sahada çıldırabiliyor. Çünkü biliyorlar ki orada, tribünde oturanlar boş adamlar.
ŞIMARIK BİR DELİKANLI Lincoln'ün, Trabzon maçında kırmızı kart gördüğü gün "Adnan Polat'ın başkan olup olmadığını şimdi göreceğiz" dedim. 50 bin dolar cezayı 'Tak' diye bastırsaydı Lincoln'e bu olaylar yaşanabilir miydi? Ayhan efendi o kartı görebilir miydi, cesaret edebilir miydi? 9 tane sarı kart görebilirler miydi bir maçta? O zaman çocuklara doğruyu gösteren ne bir yönetici var, ne de hakem!.. Arda kendisini Fırat Aydınus'ın atamayacağını biliyor. Ve tribünlerdeki binlerce ve televizyon başındaki milyonlarca insana, Fırat Aydınus'u rezil ediyor. 'Gelmiyorum ben, sen ayağıma gel' diye. Al sana kırmızı... Bakayım Arda bir daha yapabilecek mi aynı hareketi!.. O kırmızı kartı gösterse Fırat Aydınus, arkasından da Adnan Polat 50 bin dolar ceza verse 'Böyle kırmızı kart görülür mü?' diye... Hadi bakalım muma dönüyor mu, dönmüyor mu Arda!.. Bana bir eylem söyleyin, Türkiye'de yoldan çıkan, sapıtan bir genç futbolcunun muma dönmesini sağlayacak bir eylem söyleyin. Hakemlerden ya da yöneticilerinden... Yok... Hakemler de onu savunuyorlar, yöneticiler de onu savunuyorlar. Adam da o yolda devam ediyor. Türk futbolu Arda'yı kaybediyor. Kimsenin haberi yok. En başta Arda'nın haberi yok. Böyle kaç tane futbolcu kaybettik biz; ders almıyoruz. 2000'li yılların en yetenekli futbolcusu Arda; bitiyor. Artık Arda'yı seyretmek bana zevk vermiyor. Arda sahaya çıktığında 'ne zaman olay çıkaracak, ne zaman bir şımarıklık yapacak, ne zaman oyundan atılacak' diye beklemeye başlıyorum. Üstelik Eskişehir maçında muhteşem hareketler yaptı. Olağanüstü hareketler yaptı. Ama ben öyle hatırlamıyorum artık Arda'yı... Her an bir pürüz çıkaracak, her an kırmızı kart görecek, şımarık bir delikanlı olarak görüyorum. Ama bunun sorumlusu Adnan Polat ile Fırat Aydınus!..