- Terim büyük yanlışlar içinde. Bir değişim yapsa, 'Benden 3 sene bir şey beklemeyin' dese gider Taksim Meydanı'nın ortasında elini öperim - Terim'in isteyip de yapamayacağı bir şey yok. İstese Mesut'u getirirdi. Hıncal'a inat Emre'yi çağırıyor. İnatla milli takım yönetilir mi!
Belçika karşısında hayal kırıklığı yaratan milli takım, iki önemli sınava daha çıkacak. Sakatlar çok, Terim'in kadrosu fazla beğenilmedi. Milli takımın durumunu nasıl görüyorsunuz? Milli takımdan ümitli değilim. Çünkü Fatih Terim yanlışlarında ısrar ediyor ve yanında oturan kadrosu da ısrarla Fatih Terim'in yanlışlarını düzeltme konusunda bir girişimde bulunmuyor.
Oğuz Çetin, Metin Tekin ve Müfit Erkasap, aynen Fenerbahçe'de olduğu gibi 'Padişahım çok yaşa. Senden büyük Allah var' diyor. Nasıl saplantılar içinde, nasıl yanlışlar içinde. Bir değişim yapsa. 'Arkadaşlar benden 3 sene bir şey beklemeyin. Ben yepyeni bir takım yaratıyorum' dese gider elini öperim Fatih'in... Yaşı da benden küçük olduğu halde Taksim Meydanı'nın ortasında gider elini öperim. Hâlâ Emre'yi milli takıma çağırıyor. Ayakta duracak hali yok. Ne oldu? Sakatlandı; darbe mi aldı? Fatih Terim, Emre'nin sakatlandığı sahneyi seyretsin. Emre hep sakat!.. Müzmin sakat. Ve hangi futbolu oynuyor? Milli takımda hangi futbolu oynuyor, Fenerbahçe'de hangi futbolu oynadı da yine milli takıma çağrılıyor, kaptan ve lider olarak!.. İnsanda biraz sıkılma olur!.. İnatla milli takım yönetilir mi? Hıncal'a inat ben Emre'yi yine çağırıyorum. Hıncal Uluç'a entegre milli takım olur mu? Newcastle niye oynatmadı Emre'yi? Kevin Keegan niye oynatmadı? Konuştu mu Kevin Keegan ile? 'Kardeşim bu adamı niye 88. dakikada bile oyuna sokmadın?' diye bir sordu mu? Kevin Keegan, Fatih Terim'i tanır. Arasa 'Ben Fatih Terim' dese, İngilizce'si de var, konuşurlar. Beraber Emre'nin Fenerbahçe'de oynadığı maçları seyredelim mi? Topu santranın 10 metre gerisinde alıyor, 10 metre ileride birisine atıyor, çoğu zaman geriye ve yana atıyor. 40 yılın başı ileriye attığı zaman da eli belinde ileriye attığı topun ne olduğunu seyrediyor.
YALANCIKTAN KOŞUYOR Oyun kurucu, topu ileriye pas verdiği zaman kendi de oyuna dahil olmak için koşar ileriye... Bir tane pozisyonda Emre'nin koştuğunu söyleyin. Topu ileriye atıyor, seyrediyor ondan sonra. Akında bir kişi eksik. Newcastle'da, Fenerbahçe'de, milli takımda!.. Oyuna girecek hali yok çünkü. Emre'nin oyunu santranın 10 metre gerisi ile 10 metre ilerisi arasında. Topu oradan alıp verdiği andan itibaren topsuz bir koşusunu bana bir söylesin. Hele ileriye dönük. Geriye olursa yalancıktan koşuyor. Kaptırılan topta, 'Emre kaptırdı' denmesin diye yalancıktan koşuyor. Koşar gibi yapıyor. İleriye dönük hiçbir koşusu yok. Medya nefret ediyor, arkadaşları sevmiyorlar. "Benim liderim", 'Kaptanım' da değil! Yandık! Mesut... Fatih Terim gibi bir lider; hakikaten lider Fatih Terim, "Mesut Özdil'i ikna edemedim" demesin bana!.. Fatih hoca, 2 saat Mesut ile karşı karşıya otursun, öyle bir ikna eder ki 'Ümit milli, A milli takım' demez kalkar gelir. Ama Fatih hoca, Almancıları istemiyor. Ben bunu bas bas bağırıyorum. Fatih hocanın kafasında o ikinci, üçüncü kuşaklara karşı ön yargı var. 'Bunlar sorunlu çocuklar, ben takımımda sorunlu adam istemem.' Bu yüzden Avrupa'dakilerin biz farkına bile varmıyoruz. Evvelden Avrupa'da federasyonumuzun büroları vardı. Erdal Keser mesela; başındaydı. Bütün bu çocuklar izlenir ve bildirirlerdi. 17-18 yaşından itibaren Türkiye ile bağları kurulurdu. Şimdi sen Mesut'un yerinde olacaksın, Halil'in başına gelenleri ve Halil'e karşı Fatih hocanın tavrını göreceksin, ondan sonra da 'Ben Türk Milli Takımı'nı seçiyorum, Almanya'yı seçmiyorum' diyeceksin. İmkân var mı? Geri zekalı mı bu çocuk? Hollanda'da kimler var, Fransa'da kimler var, Almanya'da kimler var; bunu takip eden bir federasyon bürosu var mı? Mahmut Özgener'e soruyorum şimdi!.. Avrupa'daki Türk çocuklarının, Türkiye ile ilişkilerinin sağlam olması ulusal bir sorun. Bırak futbolu, ulusal bir sorun. Bu ulusal sorunun Türkiye Futbol Federasyonu bir yerinden tutmak zorunda. O çocuk, Almanya'da Türk olarak kalırsa bana yarar. Alman olursa bana yaramaz artık. Kaybı olur. Türkiye'ye dönmesin, Almanya'da yaşasın ama Türk olarak yaşasın. O zaman bana büyük faydası var. Almanya'da Türk olarak yaşamasını da sağlayacak olan bu tür organizasyonlar.
SÜREYYA YOK ARTIK Galatasaray'ın başındayken Derwall'in nasıl uğraştığını biliyorum. Alman Derwall'in nasıl uğraştığını biliyorum. Ne organizasyonlar yapardı. Oradaki Türk çocuklarını sahiplenmek için. Türk Milli Takımı'nın hocası Fatih Terim de 'ümit'li "Düşünecekmiş" diyor. "Ne düşünüyorsun Mesut kardeşim. Gel bakalım. Bana bir anlat. Endişelerin neden? Niye Almanya'yı tercih ediyorsun." Ama canına minnet Fatih hocanın. 'Ben istedim, gelmedi.' Fatih Terim isteseydi getirirdi. Ben Fatih Terim'i o kadar tanıyorum. Fatih Terim'in isteyip de yapmayacağı şey yok. Ama istemiyor. Gönülsüz. Hamit Altıntop'u da gönülsüz oynatıyor, Halil Altıntop'u da gönülsüz çağırıyor. Mevlüt'e de gönülsüz. Onun için samimi söylüyorum; Bosna Hersek de Estonya da Avrupa'da esamesi olan takımlar değil. Ama bu iki maçtan birisini kazanırsak mutlu olurum. O halde hissediyorum kendimi. Doping cezası ile ilgili CAS'ın kararını bekleyen Süreyya Ayhan'ın 5 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Kötü bir atlet oldu, iyi bir anne olur inşallah. Hamileliğinin ardından yeni bir dönüş yapabilir mi? Öyle bir atlet yok. Yok artık. Sütun işgal etmeye değmez...
