Canına okuyor! - "Ben her şeyi bilirim, ben her şeyi yaparım" diyor Aziz Yıldırım. Böyle dediği için de Fenerbahçe'nin canına okuyor. Bunu herkes biliyor ama söyleyemiyor - Mühendis arkadaşlarım var ve "Aziz Bey'e bir sor bakalım. Hiç beton dökülürken görmüş mü?" dediler. İşte futboldan da o kadar anlıyor - Ben Fenerli olsam Dinamo Kiev önünde ağır bir yenilgiden mutluluk duyarım. Bu maçta idare edecek bir sonuç alırsa geçmiş olsun
Fenerbahçe'deki kötü gidişat sürüyor. Sivas deplasmanında da 3 puan bırakıp hayal kırıklığı yarattı. Genelde eleştiriler Aragones üzerine...
Aragones takımın başında olmasa sonuç farklı olabilir miydi? Fenerbahçe'de gerçek suçlunun kim olduğunu bütün Fenerbahçe camiası biliyor ama itiraf edemiyorlar ya da korkuyorlar. Ben de iki senedir bas bas bağırıyorum: Fenerbahçe'deki sorumlu Aziz Yıldırım. "Ben her şeyi bilirim, her şeyi ben yaparım. Ben şampiyon yaparım" diyor Aziz Yıldırım. Böyle dediği için de Fenerbahçe'nin canına okuyor. Bu hırsından bir türlü vazgeçemedi. Papermoon'daki bir yemekte Mustafa Denizli "Ben Fenerbahçe'yi şampiyon yaptım" derken lafa karışıp, "Sen mi yaptın?" diyen adam Aziz Yıldırım. Fenerbahçe, Zico ile şampiyonluğa giderken 'Azizsilin' lafından mutluluk duyan bir başkan. Gazeteler böyle yazdığı zaman 'Ne demek Azizsilin? Bu takımın sorumlusu Zico'dur. Benim adımı ne karıştırıyorsunuz?' demesi gerekirken, gizliden gizliye Fenerbahçe'yi şampiyon yapanın kendisi olduğunun söylenmesinden mutlu. Ve en sonunda çıkıp "Ben betondan da anlarım, futboldan da anlarım" dedi. Benim mühendis ve müteahhit arkadaşlarım var. Bir tane değil, birkaç tanesi telefon ettiler. "Aziz beye bir sor bakalım. Hiç beton dökülürken görmüş mü?" İşte futboldan da o kadar anlıyor. Aziz Yıldırım kötü kadro kurdu. Bütün transferleri kendi yaparak kötü bir kadro oluşturdu. 'Takımın eksiği nedir, gediği nedir, ne alınmalıdır, ne satılmalıdır' demeden kendi bildiğince bu kadroyu kurdu. Eksikler belli yıllardan beri, doldurulmuyor. Aziz'in hoşlanmadığı adamlar, Fenerbahçe'nin en iyi adamları da olsa gönderiliyor; Rüştü'sünden, Tuncay'ına... Hatta Aurelio'suna... Yerine saçma sapan adamlar alınıyor ve Fenerbahçe'ye layık bir hoca da bir türlü getirilemiyor. Çünkü Fenerbahçe'ye layık bir hoca geldiği zaman Aziz Yıldırım bırak soyunma odasını, Samandra'ya girme hakkının olmayacağını biliyor.
AZİZSİLİNLER BAŞLADI Aragones sert bir hoca olarak tanınıyor. Aragones'e müdahale edebiliyor mudur? Ettiği açık. Edeceği için seçiyor zaten. Bu kadar yazı yazıldı bir açıklama yaptı mı? Sezonun 5. haftası, Azizsilinler başladı yine... 'Ne alakası var' diye bir laf etti mi? İşte Aragones'in demecini okuyorum: "İstediğim transferler yapılmadı?" İstediği transferlerin yapılmaması ne demek? 'Aziz Yıldırım'ın istediği transferlerin yapılması' demek. O zaman Aragones'e müdahale değil mi bu!.. Daha işin en başında. Sen Bülent'i istiyorsun ama ben Hıncal'ı alıyorum. Böyle bir şey olur mu?
Kısa bir süre önce Avrupa Şampiyonluğu yaşamış bir teknik adamın bu performansı şaşırtıcı değil mi? Niye şaşırıyorsun peki!.. Aragones'in geldiği zaman yaptığımız konuşmayı aynen koy. 'Haziran ayında, temmuz ayında böyle demiş Hıncal ağabey...' Bu adam hayatı boyunca İspanya dışına çıkmadı. Bu adam Avrupa Şampiyonası finallerinde de İspanya'yı şampiyon yapmadı. İspanya mevcut takımların en iyisiydi. Bütün Avrupa'da futbol dökülürken, ayakta kalan tek takımdı, şampiyon oldular. Aragones'in müdahalesi olmadı. Aragones elindeki şablonla kenarda yöneticilik yaptı. Aynı dakikada skoru ne olursa olsun Torres'i çıkarıp, Güiza'yı aldı. Şimdi de aynı dakikada Kazım'ı çıkarıp Uğur'u alıyor. Nasıl güldüm kahkahalarla!.. Kazım'ın sarı kartı varmış da oyundan atılacakmış da Aragones onu keşfetmiş de onun üzerine Kazım'ı çıkarıp, Burak'ı almış!.. Bütün eleştiriler, yorumlar böyle. Yahu geldiği günden beri her maçta aynı dakikada Kazım'ı çıkarıp, Burak'ı alıyor. Burak oynuyorsa tersini yapıyor. Burak'ı çıkarıp Kazım'ı alıyor. Ezberlenmiş gibi. Adamın yaptığı değişikliğe benim medyam kulp takıyor. Açsınlar baksınlar. Başka değişiklik yok. Standart değişiklikler var. Kafasında yazıyor; tabela ne olursa olsun, oyun ne olursa olsun, maç nereye giderse gitsin oyundan alıyor.
'Yeni bir Del Bosque vakası' olabilir mi? Del Bosque dünyanın en büyük kulübünde yıllarca çalışmış bir adam. Real Madrid'le kazanmadığı kupa yok Avrupa'da. O bile Türkiye'de başarılı olamadıktan sonra sen Aragones'ten ne bekliyorsun? Aragones 'bir şey yapsın' diye gelmedi. Fenerbahçe'nin gelmiş geçmiş bütün hocaları gibi Aziz Yıldırım'a biat etsin. Fenerbahçe'de bütün bunların tek sorumlusu Aziz Yıldırım. Ama ne yazık ki Fenerbahçe'yi eleştiren arkadaşlarımız da bunu açık seçik söyleyecek yürek yok. İma ediyorlar. En cesurları ima ediyor. 'Başkan çek elini kulüpten' diyen adam yok. Pardon; 'kulüpten değil' takımdan. Kulüp başkanlığı olarak adamın yaptığı iş doğru. Fenerbahçe Kulübü Başkanı olarak iyi ama o hep kendisini Fenerbahçe'nin futbol takımının başkanı zannediyor ve kendi yarattığı bir çuval inciri berbat ediyor.
TOKAT GEREKİYOR Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'nde oynadığı ilk maçta Porto'ya farklı yenildi. Dinamo Kiev ile oynanacak karşılaşmadan nasıl bir sonuç bekliyorsunuz? Dinamo Kiev, Fenerbahçe'yi hezimete uğratırsa eğer Fenerbahçe'nin toparlanma şansı doğar. Yoksa bu böyle kör topal gider. Şampiyonlar Ligi'nden de elenirler, hatta UEFA Kupası'na da kalamazlar. Ligi de kaybederler, böyle gider. Sen de mayıs ayında hâlâ 'Fenerbahçe'de bu kötü gidişin sebebi nedir?' diye sorarsın. Ben de aynı cevapları vermeye devam ederim. Ama Dinamo Kiev, hani bayılana şok getiren tokatlar vardır ya öyle bir tokat atarsa Fenerbahçe'ye toparlanabilir. Yani ben Fenerbahçeli olsam Dinamo Kiev önünde ağır bir yenilgiden mutluluk duyarım. Fenerbahçe, Dinamo Kiev önünde idare edebilecek bir sonuç alırsa geçmiş olsun... En tehlikeli sonuç o.