Galatasaraylı yönetici, futbolcular ve teknik heyetin önceki açıklamaları Fenerbehçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda final oynamak istedikleri yönündeydi. Bu isteklerin ne kadar ciddi olduğunu Olympiakos maçı bir nebze gösterecekti. Yunan takımı ne kadar eksik olursa olsun iyi bir ekip. Gerçi bu sene UEFA Kupası'nda çok güçlü takımlar var ama gruptan çıkmak kupa finali için bir basamak sarı-kırmızılı takım açısından. Skibbe, Trabzonspor'u 3-0 yenen takımın 11'ini bozmayıp, aynı kadroyu bu maça da sürmüştü. Aslına bakarsanız iki ön libero ile oynamak Galatasaray'a pek yakışmıyor. Çünkü atağa daha yatkın bir takım sarı-kırmızılılar. Belki bir veya iki gol yer ama çift santrfor oynadığı zaman 3'ten aşağıya gol de atmaz. İlk yarıda emniyetli ve akıllı oynayan Galatasaray, özellikle Lincoln'ün asistleri ile birkaç gol pozisyonu da buldu. Ancak bunlardan birini Kewell gole çevirebildi. ilk yarı da bu golle sona erdi.
İkinci finali özledik İkinci yarıya da iyi başlayan sarı-kırmızılılar oldu. Bu yarının başlarında Ayhan'ın sağdan getirdiği topa önce Arda, sonra Lincoln vurdu ama top ağlara gitmedi. Yüzde yüzlük bir gol pozisyonuydu bu. Maç bu golle kopabilirdi ama olmadı. Lincoln bu devrede iyi oynamaya devam etti. Önemli ataklar sarı-kırmızılı takımdan geldi hep ama ikinci gol bir türlü gelmedi. Biraz da direkler Yunan takımına yardımcı oldu diyebiliriz. İkinci yarı Lincoln'un iki gollük vuruşunu direkler önledi. Bu karşılaşmada Galatasaray kazanma adına her şeyi yaptı ve hak ederek kazandı. Özellikle yerden akıllı paslarla rakibi dağıtmasını bildi. Saha içinde birbirleriyle çok iyi yardımlaştılar. Kısacası takım gibi oynamasını bildiler. Bu futbolla yolları Şükrü Saracoğlu Stadı'nda son bulur, ikinci finali de özledik zaten.