Defansın böylesi Galatasaray için kolay bir rakipti . İsviçre Ligi'nde bile alt sıralarda yer alan Bellinzona'ya elenmek herhalde kimsenin aklının ucundan geçmemiştir. Sarı-kırmızılı takımda eksik çok olmasına rağmen dünkü maçtan herkes galibiyet bekliyordu. Maça da iyi başladılar. Nonda ile daha 11. dakikada öne de geçebilirlerdi ama kaleci buna izin vermedi. Bellinzona ise yakaladığı ilk pozisyonu (biraz da ofsayt kokuyordu) iyi değerlendirince öne geçti. Ancak kaliteli futbolcu olduğunu bir kez daha gösteren Kewell, çok şık bir gol atınca ilk yarıda durum da eşitlendi. İkinci yarı herkes Galatasaray'dan goller beklerken, gol ev sahibi takımdan geldi. Bütün defans seyretti, Bellinzona forvetleri göstere göstere golü attı. Özellikle Türk Mili Takımı'nın stoperi Servet ve Portekiz'in stoperi Meira'ya hiç yakışmadı bu gol.
Mucitlik yapacak ya! Bu golün şokunu Baros'un kafa golüyle çabuk atlatan Galatasaray bu dakikadan sonra üstünlüğü de ele aldı. Bunda rakibin 10 kişi kalmasının ve Aydın'ın oyuna girmesinin büyük katkısı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Aydın'ın neden yedek kaldığını anlamadım zaten. Madem ki Serkan Kurtuluş'u orta sahanın sağında oynatacaksın, neden Serkan'ı ilk 11'de oynatıp, Aydın'ı yedek oturtturuyorsun? Sayın Skibbe bir mucitlik yapacak ya ondan herhalde! Allah'tan rakip zayıf. Baros da çok iyi bir günündeydi de 3. golü de atıp takımını öne geçirdi. Ama 10 kişi kalan Bellinzona son dakikalarda beraberliği yakaladı. Hakikaten bu maçta Galatasaray defansı çok kötüydü, bu takımdan 3 gol yemeleri de bunu gösteriyor zaten. Uzatmalarda Lincoln sahneye çıktı ve 4. golü atarak takımını galibiyete taşıdı. 2. maç için çok iyi bir sonuç ama yenilen 3 gol bence sorgulanmalı.