Küresel mali kriz, tüm dünyayı dut ağacı silkeler gibi silkeliyor... Düşen bu kez sadece dutlar değil... Koca koca dallar da iniyor aşağıya... Peki futbolumuz bu mali krizden nasıl etkilenecek? Futbol kulüplerimiz geçmişten ders çıkardılar mı tedbir aldılar mı? Öyle ya UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, küresel mali krizin Avrupa futbolunu vuracağını ve sektörün küçüleceğini belirterek tüm kulüpleri uyardı bir süre önce. Kriz kapıda ama futbolumuzu yönetenlerden en ufak bir açıklama yok. Korkarım bir hazırlık da yok... Kulüp yöneticilikleri fahri görevler. Büyük fedakârlıklarda bulunuyorlar. Belki eskisi gibi para vermiyorlar ama para kadar önemli bir değerlerini, zamanlarını harcıyorlar. Saygı görüyorlar. Görmeliler. Ama bir de madalyonun öbür yüzü var. Yaptıklarının hesabını vermiyorlar. 100 milyon dolarlık bütçeleri yönetiyorlar ama 1 liralık sorumluluk taşımıyorlar. Mesela Galatasaray... Alp Yalman, 1996'daki seçimi kaybettiğinde "Kulübü borçsuz devrettik" demişti. Süren ise bu söyleme "14 milyon dolar borçla devraldık" karşılığını vermişti. Zaman geçti ama kullanılan edebiyat türünün modası henüz geçmedi. Özhan Canaydın, mali devirteslimi 1.5 ay sonra yaptı başkan seçildiğinde. Süren yönetiminin devamı niteliğindeki Mehmet Cansun yönetiminden devraldığı "Enkaz"ı rakamlaştırdı. Devlete olan vergi borçları hariç toplam borç 52 milyon dolardı. Canaydın'ın devrettiği borç 155 milyon dolar civarında. Adnan Polat yönetiminin açıkladığı son borç durumu ise 193 milyon dolar civarında... Tabii bu hesapların hepsine müdahale söz konusu. Sportif A.Ş.'nin hisselerini satarak borcu indirmek, "Borç kapama" olarak yansıyor bütçeye. Her neyse; mali uzmanlar rakamlarla istediği kadar dans etsin, ortada bir "Ayağa basma" durumu var. Ve bir "Pardon" diyen bile yok. Şükrü Saracoğlu Stadı dışındaki tüm statları devlet yaptı, yapıyor. Vergi kolaylığı sağlayan ve sık sık vergi affı çıkaran da devlet. Yöneticilerin tek işi, bütçelerine ve bünyelerine uygun transferler yapabilmek. Kulüplere, kulüplerin gerçek sahipleri olan kongre üyelerine düşen ise ayağını yorganına göre uzatacak yöneticileri bulmak. Ve harcadığının hesabını sormak... Çok şey mi bekliyoruz acaba?..