Fırtına gibi bir başlangıç. Gündüz maçıymış. Kaygan zeminmiş, vız geldi, tırıs gitti. Müthiş bir tempo koydu Kartal ve üst üste goller buldu. Bundan önceki haftalarda bir gol atana kadar canı çıkan takım nasıl bu hale gelmişti? Denizli'nin elinde sihirli değnek mi vardı? Bu işin değnekle falan ilgisi yok! Hangi oyuncunun, nerede ve nasıl kullanılacağıyla çok ilgisi var. Ertuğrul Sağlam hücumculara savunma yaptırıyordu, Denizli savunmacılara hücum oynatıyor. Fark burada. Ayaklarındaki prangalardan kurtulmuş gibiydi siyah-beyazlı oyuncular. Beşiktaş durmuyor. Bütün sihir burada. Serdar Kurtuluş ve İbrahim Üzülmez kaç kez ileri çıktılar ben sayamadım. Özellikle de Üzülmez. Öyle bir efor sarfetti ki ben izlerken yoruldum. Toraman da inanılmaz savaştı. Cisse bambaşka bir kimliğe bürünmüş, Tello, Romario havasındaydı. İlk 12 dakikada üç gol gelmesi bundan. Eğer Holosko da ayak uydurabilseydi arkadaşlarına, farkın büyümesi işten bile değildi. Sistem karmaşık gibi görünse de aslında çok basit. Sürekli topun arkasında olmak Denizli'nin Beşiktaş'ın da ana felsefesi. Top rakipteyken 5-5-1'e dönüyor Kartal ve Tello tek kalıyor ileride. Top siyah-beyazlı ayaklara geldiğinde ise Sivok ve Cisse ileri çıkıyor, bu defa 3-4-3'e, yerine göre 2-4-4'e dönüyor sistem.
Maç ilk çeyrekte bitti İlerideki üçlü Tello, Nobre ve Holosko iki pozisyon üst üste aynı yerde durmuyor ve sürekli kanat değiştirerek rakip savunmayı şaşkına çeviriyorlar. İlk 45 dakikayı müthiş bir tempoyla oynayan Beşiktaş'ın ikinci yarıyı aynı şekilde tamamlaması mümkün değildi. Sadece Beşiktaş değil hiçbir takım yapamazdı bunu. İkinci yarının başlarında Kartal'ın oyunu rolantiye alması, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan Gençlerbirliği'nin iştahını kabarttı. İki organize atak sonrası gelen penaltıda çalan düdük doğru ama sarı kart eksikti. Yediği golden sonra dengeyi kurmakta hiç zorlanmayan Beşiktaş'ta en etkisiz isim Holosko ile en çok yorulanlardan Tello ve Cisse'nin yerlerine Ali Tandoğan, Bobo ve Uğur'un girmesi son derece doğru olan kararlardı. Denizli'nin Beşiktaş'ı ilk maçta çok iyi sinyaller verdi. Peki hiç kusuru yok muydu? Vardı! Takım yorulunca Gençlerbirliği'ne 3 net pozisyon verdi ama o kadar kusur kadı kızında da olur!
Sonuç: Mesut Bakkal eski Beşiktaş'a göre yapmıştı hesabını. Yeni Kartal'ı çözene kadar 3 gol yedi ve maç aslında 13. dakikada bitti.