Bu Fatih Terim'in kadro tercihinden de biraz kaynaklanıyor ama yine de sormak istiyorum. Futbolcular yeterince konsantre olamıyorlar mı? Ya da çok heyecanlanıyorlar ve bu nedenle mi hata yapıyorlar? Futbolcularda böyle bir zaaf varsa bunun sorumlusu teknik direktördür. Bana sorarsan 'maçın en iyi oyuncusu kim' diye; Mevlüt. Kaybetseydik sorumlusu kim olacaktı; yine Mevlüt. Bütün pozisyonların içinde var bu adam ve bu pozisyonları Fransa'da gole çeviriyor. Burada atamıyorsa, belli ki heyecanlanıyor. 'Atamazsam Fatih hocam beni kenara alır' diye düşünürsen atamazsın. Nitekim o golü atmasa Mevlüt'ü almıştı kenara. Fatih Terim'in Mevlüt'ün ne oynadığını anlamamasına imkan yok. Sahanın en iyilerinden birisinin o olduğuna görmemesine imkan yok.
MÜTHİŞ BİR SİLAH Bosna Hersek maçının kahramanı Sabri'ydi. Siz nasıl buldunuz? İnanılır gibi değildi. Bana öyle geliyor ki Sabri sakatlığı döneminde, Türkiye'deki futbolu ve kendisini çok iyi analiz etmiş. Çok iyi bir kanat oyuncusu haline gelmiş. Zaman zaman yine arkasında boşluklar bırakıyor. Fakat önünde oynayan ile tam bir anlaşma içine girdiği zaman oyuna ağırlığını koyuyor ki Kazım ile bunu iyi yaptılar. Sabri gittiği zaman Kazım geride kaldı. İleri gittiğin zaman arkada boşluk kalacak ve birisinin kapatması gerekiyor. Ya da ileri gitmeyeceksin. Onun için o ikilinin iyi anlaşması lazım. Sabri'nin en büyük zaafı götürdüğü topları rastgele kullanması. Gözü kapalı göndermesi. Sabri şimdi pas vermeye başladı. Havadan da yerden de... Şu 'orta' lafını silmek lazım. 'Hava pası...' Orta yaptığında gözünü kapıyorsun, kaleci mi yumruklayacak, stoper mi vuracak, senin adamın mı vuracak, belli değil! Kime düşerse... Ama ilk anda bakacaksın adamın neredeyse oraya atacaksın pası. Bunun adı 'pas.' Sabri pas vermeye başladı. Pas veren Sabri de müthiş bir silah olur, o 2 numaralı formayı da bir daha kimseye kaptırmaz.
Açıkta oynasa daha iyi olmaz mı? Bek doğru yer mi Sabri için... Fevkalade doğru. Önünde kendisi gibi bir kanat adamı olması kaydı ile... Özellikle de Kazım olduğu zaman harika bir hücum silahı oluyorlar.
ZOR OLANI GEÇTİK Estonya ile deplasmanında karşılaşacağız. Bize oranla güçlü bir takım da değil. Bosna Hersek maçına baktığınızda şansımızı nasıl görüyorsunuz? Samimi söylüyorum bilemiyorum. Fatih Terim'in sahaya hangi 11'i, hangi düşünceyle çıkaracağını artık ben bilmiyorum. Fatih Terim doğruyu, mecbur kaldığı zaman maçın içinde buluyor. Doğruyu biliyor, bu doğruyu bildiğini gösteriyor. Ama bildiği doğruyu değil, kafasındaki saplantı ve takıntılarla 11 çıkarıyor sahaya; o 11 giderse mesele yok. Ama gitmezse mecburen doğruya dönüyor. Ancak doğruya döndüğü zaman iş işten geçmişse onu bilmem. Estonya'nın Türkiye'ye iş işten geçecek bir skor yapması söz konusu değil. Her şartta o maçı kazanırız. Zor olan Bosna Hersek maçıydı. O maçı kazandığımıza göre biz Estonya'yı rahat geçeriz. Ama 'Kolay mı geçerek, zor mu geçeriz' dersen onu Fatih Terim'in maçın başı ile ortası arasındaki kararları belirleyecek.