Bir prens, şehrin orta yerinde gezintideydi. Onu tanıyanlar ayağa kalkıp, başını eğerek selam veriyordu ki, yaşlı adamın biri istifini hiç bozmadı. Prens, makamına dönünce adamı çağırttı ve azarladı. "Sen kendini ne sanıyorsun?" Yaşlı köylü, "Siz kimsiniz?" diye karşılık verdi, esirgediği saygının apolet sahibine. Prens, "Ben prensim" diye haykırdı ama yaşlı adam duruşunu hiç bozmadı. "Peki" dedi, "Bundan sonra ne olabilirsiniz?" "Kral" diye gürledi prens. "Bundan sonra kral olurum!" Prense ve adamlarına aldırmayan yaşlı adam, bu kez daha can alıcı bir soru sordu. "Peki ondan sonra?" "Hiç" diye cevapladı prens, "Ondan sonra bir hiç!" Yaşlı köylü noktayı koydu, "İşte ben bir hiçim!" Yani, prensin dönüp dolaşıp geleceği yerde duran bir köylü.
***
Ülkemizde apoletler içinde diktatör havası estiren tek adamlık da işte böyle bir şey. Fatih Terim, imparatordan sonra ne olabilir? Aziz Yıldırım'a sorun, Fenerbahçe başkanlığından sonra ne olabilir? Ve diğerlerine. Her şey olduktan sonrası bir hiç. Ama var olanları hiç saymaktan daha eksik bir şey yoktur. O yüzden başka fikirlere de ihtiyaç vardır.
***
Politikanın da futbolun da sorunu budur. Tek adamlar, yaverlerini "boyun eğenlerden" seçerler. Fatih Terim, Bosna Hersek maçının ilk yarısında, çağdışı sistemin tek sorumlusuydu. Batuhan sakatlanmasa, milli takım maçı kazanamazdı. Dünya futbolu, "doldur boşalt istasyonlarını" terk edeli yıllar oldu. Fatih Terim'in her maç yanlış kadro kurmasına karşı duracak yardımcı antrenör devri de, masal oldu.
***
Aziz Yıldırım bu sezon tarihi hatalar yapmıştır. Hâlâ yangının üzeri örtülmektedir. Aziz Yıldırım'ın yanlışlarına doğru muamelesi yapan yöneticilik, Fenerbahçe'de var olabilir ama... Uçak düştükten sonra, kara kutuların hükmü yoktur.
***
Beşiktaş, Yıldırım Demirören'e borçlanarak, geleceğini ipotek altına aldırdı. Değerlerinden bile saptı. Yıldırım'ın istediği tek şey var, şampiyonluk. Biri sormaz mı, "Beşiktaş'ı şampiyon yapan bir başkan olduktan sonra, ne olacaksınız?" Bir hiç! Birçoklarının gözünde Yıldırım Demirören zaten bir hiç! Peki, bu tarz başkanlığın karşısında duracak yöneticiler nerede?
***
Belki bir gün, krallar ve padişahlar gerçek demokrasiyi seçerler. Kendilerinden başkalarının fikrinin de düşünmeye değer olduğunun farkına varırlar. Ya da etraflarına, "itirazım var" diyen birilerini koyarlar. Hayal bu ya! Bakarsınız, tersine de döner dünya!
***
Bosna Hersek karşısında gecenin altın çocuğu Galatasaraylı Sabri'ydi... Gecenin kanını tutuşturan oydu. Özellikle ikinci yarıda ciğerlerine kanat taktı ve uçtu. Sadece futbol oynamayı düşündüğü zaman, Sabri ülkenin en değerli kanat oyuncusu oluyor. Böylesine yakışıklı bir Sabri'nin, başka bir resmin içine girmesi de, bundan sonra ona yakışmaz zaten.