* 3 büyüklerin, 3'ü de çok kötü yönetiliyor. Sadece sezon başında bu kadar net ortaya çıkmıyordu. Buna rağmen 'Şampiyon olurum' diyen yok * Kayseri, Fener'i ezmiş Tolunay Kafkas, "Amacımız üst sıralarda tutunmak" diyor. Yuh sana! Elimde fenerle 'Hedefim şampiyonluk' diyen bir hoca arıyorum... * 'Sefa reis' denilen kişi çok önemli açıklamalar yapıyor, 'Denizli'yi benzetenler bizleriz' diyor çıt yok. İç işleri bakanı olsam soruşturma açardım
Hangisinden başlamak gerekiyor bilmiyorum. Sizi ayrı tutmak gerekiyor ama birçok kişi için sürprizlerle dolu bir haftaydı. Her hafta söyleye söyleye, dilimizde tüy bite bite bu noktaya geldik.
Fenerbahçe evinde 4 yedi, Galatasaray Bursa'dan mağlubiyetle döndü. Beşiktaş'ta işler karışık. Üç büyüklerin takkelerinin düşüp kellerinin görüldüğü hafta. Şöyle bir baktığın zaman sanki en az zarar gören takım Galatasaray. Yanlış. En az zarar gören durumda olmasının tabelasal sebebi Galatasaray değil; rakipleri. Bellinzona ile Metalist'i değiştirseydin eğer Galatasaray 4 yerdi. Kayseri ile Bursa'yı değiştirseydin Galatasaray 4 yerdi. Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'a göre nispeten, göreceli olarak, çok daha zayıf rakiplerle oynadığı için hafif yaralı görünümünde. Kimseyi kandırmasın. Bu Kayseri, Galatasaray'a karşı eğer böyle korkusuz oynasaydı orada, Galatasaray da 4 tane yerdi. Mesele şu; 3 büyüklerin 3'ü de birbirinden kötü yönetiliyor. Bu senelerden beri böyle. Sezon başında bu kadar net ortaya çıkmıyordu. Şimdi sezon başında da ortaya çıktı. Buna rağmen ortada 'Ben şampiyon olurum' diyen yok. Maç sonrası televizyonda Tolunay Kafkas'ı seyrediyorum... Perşembe günü, Fransa'da Parc de Princes Stadı'nda Paris Saint Germain'i ezmişler. Yenememişler ama ezmişler. Türkiye'deki talihsiz maç olmasa Paris Saint Germain'i eleyecekler. Pazar günü, İstanbul'da, yine deplasmanda Fenerbahçe'yi ezmiş, bu defa tabelaya da yansımış ki 6-1, 7-1 olabilirdi o maç. Maçın büyük bir bölümünde kapalı oynattı Tolunay Kafkas. Savunmada oynattı. Fenerbahçe'nin ekmeğine yağ süren bir futbol oynattı. İnanamıyorum. Fenerbahçe'nin orta saha adamları hücumda boş oynuyorlardı adeta. Çünkü 18 çizgisinin üzerine Çin Seddi çekmiş Kayserili oyuncular. Kayseri 2-0 galip oynarken, topla oynama oranları, yüzde 70 Fener, yüzde 30 Kayseri neredeyse!..
KAFKA OKUYORDU 4-1'den sonra Kayserispor, seyirci 'oley' diye bağırır ya ayağında böyle toplar dolaştırarak vakit geçirdi. Darmadağın olmuş Fenerbahçe. Gol atmaya gitse 5, 6 olacak. Kayserispor, Paris Saint Germain maçının üstüne ligde 7 tane as futbolcusu sakatken bunları yapabiliyor. Bizim medyamız sadece Fener'in, Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın eksiklerini yazıyor. Kayseri'nin eksiklerini kimsenin yazdığı yok. Fenerbahçe- Kayseri maçında Kayseri'nin eksiği, Fenerbahçe'den fazla. 7 tane eksikle bu işleri başaran Kayseri'nin hocası Tolunay Kafkas diyor ki "Amacımız üst sıralarda tutunmak." Cümle aynen böyle... Yuh sana Tolunay ya!.. Vallahi yuh. Ben Tolunay'ı futbolcu olarak görür ederdim ama kimliği hakkında bir fikrim yoktu. Bir milli maç dönüşü kafile ile beraberdim. Herkes gır gır şamata gidiyor. Tam önümde, pencerenin dibinde Tolunay oturuyor ve hiç sesi çıkmıyor. Yani hasta mı, rahatsız mı o iki koltuğun arasından eğildim ki Kafka okuyordu. Kafka!.. Öyle bir ortamda Kafka okuyordu. Dönüşte yazmıştım. Şimdi o Tolunay, 'Ben bu Kayseri'yi şampiyonluğa oynatırım' demiyor da "Hedefimiz üst sıralarda tutunmak" diyor. Şimdi senin en iyi takımının hedefi bu olursa o zaman Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş'tan birisi şampiyon olur. Geçen sene aynı durumda Sivas'ın hocasıydı. Bülent Uygun, "Biz şampiyon olamayız" demişti. 'Şu üç büyük takım dökülüyor. Sıra bize geldi' diyen yok!.. Peki Tolunay kardeşim, Fener böyleyken, Galatasaray böyleyken, Beşiktaş böyleyken senin elinde de böyle bir takım varken sen hâlâ 'Ben şampiyonluğa oynuyorum' demiyorsan ne zaman dersin. 3 büyüklerden birisinin başına geçince mi? Böyle bir şey yok. Benim için haftanın, yılın lafı bu. "Amacımız üst sıralara tutunmak!" Eğer Kayseri ve Tolunay Kafkas'ın amacı buysa küme düşsünler daha iyi. Nasıl olsa Kayseri Erciyes yukarıya çıkar, formaları, renkleri değiştirirler yine bir Kayseri takımı olur; yukarılarda tutunmaya çalışan. 'Benim hedefim şampiyon olmaktır' diyen bir Anadolu takımı hocası arıyorum 'elimde fenerle' Diyojen gibi. 'Benim hedefim şampiyon olmaktır. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray böylesine dökülerek bize yolu açıyor. Hadi artık, sıra bizde' diyen bir Anadolu takımı hocası arıyorum.
Fenerbahçe'nin kötü bir takım olduğunu ifade etmiştiniz önceki görüşmelerimizde. Bu nedenle 'Niye bu noktaya geldik' yerine 'Bundan sonrası için neler yapılmalı' diye sormak istiyorum. Kayseri maçının ardından taraftarların Yıldırım ve Aragones'e büyük tepkisi vardı. Hafta içinde Genç Fenerbahçeliler Grubu lideri, 'Sefa reis' denen arkadaşımız gerçekten çok çarpıcı açıklamalar yaptı ve bu açıklamalar Türkiye Cumhuriyeti'nde bir tek Vatan gazetesinde yayınlandı. İnternette var ve neler var açıklamanın içinde.
ÖDLERİ PATLIYOR Ben iç işleri bakanı olsam soruşturma açtırırım. Adamlar itiraf ediyorlar ki 'Diyarbakır dönüşü Mustafa Denizli'yi havaalanında benzetenler bizleriz' diyor. Böyle bir açıklamaya Mustafa Denizli bile ses çıkarmıyor; düşünebiliyor musunuz!.. Herkes tıs... Bu açıklama orada duruyor, bir tane gazetede haber yok. Ve daha neler var, daha neler var. Aziz Yıldırım tam bir tiran (Mutlak güç sahibi yönetici). 'Ben ne dersem o olur.' Dinamo Kiev maçından bir gün önce Fenerbahçe takımının oyuncularını birer birer odasına çağırıp konuşuyor. Bugüne kadar bir tane yazı okudun mu sen; 'Aziz başkan ne yapıyorsun?' diye. Senin medyan bu!.. Ödleri patlıyor Aziz Yıldırım'dan. Bunu Özhan Canaydın yapsa bitmişti zavallı, Yıldırım Demirören yapsa bitmişti zavallı. Aziz Yıldırım yapınca, çıt yok. Bu takımın hocasını seçen Aziz Yıldırım, bu takımın bütün transferlerine karar veren Aziz Yıldırım, teker teker hepsini alan Aziz Yıldırım, bu hale getiren Aziz Yıldırım; medyadan çıt yok. Medyadan yok peki Fenerbahçe yönetiminden var mı? Bu yöneticiler oraya susmak ya da Aziz Yıldırım'ın fedailiğini yapmak için mi geldiler. 'Tetikçi' diyorum kızıyorlar bana... Mahkemeye falan veriyorlar. Onun için 'Tetikçi' diyemiyorum, 'Fedai' diyorum şimdi. Fedai güzel bir laf!..