Çok akıllı koştu Yarışmadan evvel bana 'Elvan'dan ne bekliyorsunuz' diye sorsalar gümüş madalya alacağını söyleyemezdim. Gerçekten muhteşem bir koşu çıkardı
Hep iyi koşuyordu zaten. Bu defa akıllı da koştu. Yeni hocasını kutlamak isterim. Elvan'ın olağanüstü bir taktikle koşmasını sağladı
Elvan yarıştan sonra "Benim sprintim yok" dedi. Hayır öyle bir şey yok. Çalışırsan hızlanırsın. Dibaba nasıl hızlanıyorsa, Elvan da öyle hızlanmalı
Pekin'de Elvan gururumuz oldu ama Türk sporcular tek tek dökülüyor. 68 sporcuyla gittik, şu ana kadar sadece 3 madalya alabildik.
Olimpiyatlara, Türkiye açısından baktığınızda neler söyleyeceksiniz? Olimpiyatlar başlamadan önce ben sana söylemiştim. Aynen söylediğim tablo buydu. "Palavra atmayı bıraksınlar. Nerede 10 tane, 15 tane madalya, nerede altın madalyalar? Ne kadar madalya alırsak kârdır" dedim. Ama Türk spor medyası olimpik takımdan o kadar bihaber ki 3-5 tane federasyon başkanının palavrasına inanıp hakikaten Atina'yı geçeceğimizi, 15-20 madalya alacağımızı düşünüyor; ondan sonra da 'Fiyasko' diyorlar. Asıl fiyasko medyadır. Biraz olimpiyatı bilen adam olsaydı içlerinde daha giderken federasyon başkanlarına, olimpiyat kafilesi başkanına, Gençlik Spor Genel Müdürü'ne, spor bakanına, 'Kimseyi kandırmayın, bu olimpiyatlardan bir şey çıkmaz' diyebilirlerdi. Belki bunu diyebilecek adam da vardı içlerinde ama onlar da cesaret edemediler. Türkiye'de insanlar düşündüklerini söylemekten korkuyorlar çünkü. 'Ya 10 madalya alırız da rezil olursam' diye düşünüyorlar. Bir defa alamayız!.. Ayrıca niye rezil olayım!.. İftihar ederim; iftiharla da özür dilerim. Derim ki 'Ben farkında değilmişim. Harika bir ekip hazırlanmış meğerse, bütün federasyon başkanlarından özür dilerim' derim. Türk bayrağı oraya 15 kere çekilmişse ben niye iftihar etmeyeyim!.. Ama bunu dahi yapamıyorlar. Hem bilmiyorlar, hem de yürekleri yok. Fiyasko medyanın. Böyle medyaya, böyle teşkilat.
_Elvan'dan madalya beklemediğinizi söylemiştiniz ama Elvan zoru başardı ve 2.'liğe ulaştı. Süper. Yarışmadan evvel beni televizyona çağırsalar ve 'Elvan'dan ne bekliyorsunuz' diye sorsalardı gümüş madalya alacağını söyleyemezdim. Çünkü gerçekten muhteşem koştu Elvan. Hep iyi koşuyordu bu defa akıllı da koştu. Çok akıllı koştu. Yeni hocasını da kutlamak isterim. Olağanüstü bir taktik koşusu yaptı. 5 bin metreye kadar yarış toplu halde geçti. Sonuna kadar öyle gitseydi, Trinuesh Dibaba o yarışı sonuna kadar öyle gider. Çünkü Trinuesh Dibaba biliyor ki son 500'de fırladığı zaman geri kalan 30 kişi arasında ona yetişecek yok. Ama Elvan biliyor ki sonuna kadar öyle gitmemesi lazım. Sonuna kadar gelmeden o yarışı dağıtması lazım. 5 bin 500 metreden itibaren öne geçip yaptığı ataklar yarışı dağıtmak içindi.
İKİ ÇEŞİT ADALE VAR Önce Trinuesh'in dışındaki Etiyopyalıları eledi. İki madalya adayı gitti. Trinuesh'in ablası ile Meseret. Arkadan iki madalya adayı Kenyalıyı yükselttiği tempo ile geride bıraktı. Onlar da elendiler. Trinuesh ile baş başa kaldılar. 'Trinuesh ile baş başa kalmak' demek 'gümüş madalya garanti' demek. O sırada herkes heyecanlandı 'Acaba 1. olabilir mi?' diye. Ben yine "Hayır arkadaşlar. Heyecanlanmayım. Trinuesh son 400 metrede fark atar" dedim. Aynen öyle oldu. Çünkü Trinuesh'i yıpratacak atak yapacak, güçte değil... Son 400'de Trinuesh'i geçecek sprintti de yok. Şöyle baktığın zaman, atletleri yakından tanıdığın zaman o yarışın 9 bininci metrede bittiğini görüyoruz. En azından altın mı, gümüş mü biliyorsun. Döner, bronzu kim alacak ona bakarsın!..
_Türkiye adına yarışması nedeniyle Etiyopya'da 'ailesi ve kendisinin tehdit aldığı' şeklinde haberler çıktı. Bu haberlerden etkilenmiş ve Dibaba'yı karşılık vermemiş olabilir mi? Elvan son ana kadar çok diri görünüyordu. Güçlü olmak başka bir şey. Süreyya Ayhan güçsüz mü? Dünyanın en güçlü, dünyanın en yetenekli atletlerinden bir tanesi... Ama 2003'te Tatyana ile son 400'e başa baş girdiği zaman yarışı kaybedeceğini ben biliyorum. Çünkü Süreyya'nın sprintti yok. Elvan da yarıştan sonra "Benim sprintim yok. Sprint doğuştan bir yetenektir" diyor. Hayır, öyle bir şey yok. Çalışırsan hızlanırsın. Biraz teknik konulara girelim. İnsan vücudunda iki çeşit adale var. Kırmızı adale... Bunlar dayanıklılık adalesidir. Bir maratoncuda olması gereken adale kırmızı adaledir. Yoksa uzun koşuyu taşıyamaz. Bir de beyaz adale var... Bunlar sürat adalesi... 100 metreci de beyaz adale olması lazım. İnsan vücudunda bunlar orantılı. Aklımda kaldığı kadarıyla yüzde 65'e, yüzde 35... Çok evvelden bu işleri araştırmıştım. Sprintçilerde bu adaleler gerçekten doğuştan var. Çünkü çalışma ile kırmızı adale oranını artırabiliyorsun. Ama çalışma ile beyaz adale oranını artıramıyorsun. Çünkü çalıştığın andan itibaren beyaz adale kırmızıya dönüşüyor ama kırmızıyı beyaza dönüştüren bir çalışma sistemi yok, bilimsel olarak. Yani görüntüde Elvan haklı. Ama 10 bin metredeki sprintle, 100 metredeki sprint arasında Himalayalar kadar fark var. Usain Bolt'un beyaz adaleye ihtiyacı var doğuştan. Elvan'ın değil. Elvan'ın hızlanmaya ihtiyacı var.
SÜRÜNMEYE BAŞLAR Trinuesh Dibaba'nın aç bak bakalım, beyaz adaleleri ne kadar vardır!.. Beyaz adalesi çok olsa zaten 10 bin metreyi koşamaz. Beyaz adalesi ağırlıkta olan atlet 400 metreden sonra sürünmeye başlar. Onun için Trinuesh Dibaba nasıl hızlanıyorsa, Elvan'ın da hızlanması, hızlanmasına yönelik antrenman yapması lazım. Eğer sen hızlı değilsen yarışı kazanmak istiyorsan yapacağın iki şey var: 1- Antrenmanlarla sprintti hızlandırmak. 2- Yarışı, son 400'e yani rakibin atak yapacağı zamana bırakmadan sökeceksin. Yarışın başında yapacağın ataklarla Trinuesh Dibaba'yı dağıtırsan eğer o zaman sondaki 400'de istediği kadar hızlansın. Son 400'e Elvan 20 metre önde girseydi Dibaba ona yetişemezdi. 19 metreyi kapardı ama 20. metrede Elvan işi bitirirdi. Mesele bu!.. Elvan ve hocası olayları gayet yakından izledikleri için Elvan'ın Trinuesh'i geçemeyeceğini biliyorlar. Bu yüzden de hedeflerini 2.'lik yapıp o taktikle koştular. Son 400'de Elvan altın için yarışma çabası gösterebilirdi ama 200 metre kala tükenir ve arkadan gelenler onu geçerse ne olacak!.. Riske etmeye değer mi?