Hiç tanışmadan sevilen adam! Asıl mesleğim olan doktorluğuma kızdığım nadir olaylardandır. O kadar yoğun bir muayenehane yaşamım var ki zevk için yaptığım futbol yorumculuğu işimin başındaki adamı tanıma ve onunla tanışma fırsatı vermedi bana. İsviçre'de 2 maçını seyretmeye gidebildiğim Milli Takımımızın maçların da otelin lobisinde sadece 20 metre ötemde idi. Ama çevresi o kadar kalabalıktı ki gidip tanışma adına rahatsız etmek istememiştim. 17 yıldır futbol dünyasının içindeyim. Hemen hiçbir sosyal organizasyonlarına gidemiyorum yoğunluğumdan. Bunu dert de etmiyorum kendime çünkü ben o ortamlara girmek için değil sizlere farklı bir şeyler iletebilmek adına bu işi yapıyorum. Ama ilk defa bir futbol adamını hem de hiç tanışmadan bu kadar çok sevmiş ve saygı duymuştum. Çok tanımak istemiştim. Ama olmadı tanışamadan kaybettik başkanı. Seni tanımadan seven o kadar çok sevenin varmış ki başkan şimdi daha çok anladım. Eşinin türbanı, kızının açık başı kişiliğinde yaşattığı bu ülke için en gerekli düstur olan uzlaşmacılığının, demokratlığının ne kadar mükemmel bir örneği idi. Nur içinde yat başkanım.
OLAN SADECE SANA OLDU HASAN BAŞKANIM! "Canım kadar sevdiğim biri idi" dedi bir gazeteci. "Ben hayatımda bu kadar demokrat bir adam tanımamıştım" dedi bir televizyoncu. "İlk defa tanıdım ama futbol için en ideal başkandı" dedi bir spor yazarı. "O sadece bir başkan değil aynı zamanda bir baba idi bizim için" dedi bir futbolcu. "Türk futbolu ilk defa adam gibi bir adamı kazanmıştı. Kahrediyorum kaybına" dedi bir okuyucu. "Dostumu kaybetmenin acısını yaşıyorum" dedi başbakan. Hepsi içtendi, hepsi doğru idi, hepsi acılarının ifadesi idi ama! AMA! Olan sadece Hasan başkana olmuştu... Herkes normal yaşamına birkaç gün farklılıkla da olsa dönecek ve tüm söylenenlere rağmen bazıları uzun sürse de başkanı unutacaklardı. Doğa kanunu idi bu. Olan ciğerimi sızlatan kaybı ile aslında sadece Hasan başkanıma olmuştu. Allah, gani gani rahmet eylesin başkanım.
MAALESEF TÜM FUTBOL DÜNYAMIZ ANi ÖLÜM RiSKi TAŞIYOR Sevgili başkanın başına gelenler ne kadar üzüntü verici ise bir o kadar da ders alınıcı. Ne mi onlar? Hayatında yüzlerce kalp hastası tedavi etmiş bir İÇ HASTALIKLARI UZMANI olarak bu konuda önemli sorumluluklarım olduğunu düşünüyorum. 1- Futbolcular bile aslında risk altında. İspanya Granada Üniversitesi egzersiz fizyolojisi bölümünün yaptığı bir çalışmada futbolcu ve voleybolcuların kan kolesterol düzeylerinin yüzücülere ve normale oranla ciddi yüksek bulunduğunu biliyorum. Bunu da bu sporların sadece belli günlerde ve özellikle hafta sonlarında yoğunlaşmasına bağlıyorlar. 2- 2004'te yapılan bir çalışma gösterdi ki eğer yüksek tansiyonunuz da varsa uzun süreli stres, hem tansiyonunuzun ilaçla tedavisini zorlaştırıyor hem de kalp krizini kolaylaştırıyordu. Hem de hiçbir kalp damarında tıkanıklığınız olmadığı halde. Yani Hasan başkanın tablosuna tam uyan ve de çoğu futbol adamımızda aynı şartların şu anda da var olduğunu bildiğim şekilde. Çünkü bu kişilerde vücuttaki 3 çok önemli hormon salgılayan bez arasındaki ilişki bozuluyor (Hipotalamus Hipofiz ve Böbreküstü bezleri) ve KALP KRİZİNE bağlı ÖLÜM riski kol geziyordu. 3- Futbol dünyamız çok streslidir, yemek yemeyi de çok sever. Bizim yöneticilerin kilolarına bakınca kolayca anlaşılır bu. Ellerinde de nereden özenirlerse PURO'lar olur (acayip havalı ve entelektüel gözüktüklerini zannederler) Risk faktörlerinin en büyüğü olan, stresli yaşam ve kiloya bir de hepsinin sıkça yaptığı yemek sonrası saunaya girme işi eklenir ve bakın neler olur? Sauna sırasındaki sıcaktan dolayı tüm kan dolaşımı deriye gider kalp yeterince beslenemez ve eğer ki tansiyon problemleri de varsa felç riskinden kalp krizi geçirmeye kadar her türlü riskle karşı karşıya kalırlar. Bunu sadece ben söylemiyorum dünyaca ünlü HARVARD MEDİ- CALL SCHOOL'daki meslektaşlarım da söylüyor. Bu nedenle özellikle de göbekli yöneticilerin sıcak günlerde kesinlikle et, makarna ve pilav gibi ağır öğle yemeklerinden uzak durup, az tavuklu salatalar ya da meyve salataları yemeleri, İÇ- Kİ YERİNE bol su içmeleri, bunu da kesinlikle serin ya da klimalı ortamlarda gerçekleştirmeleri, günde en az 5 öğün yani az ve sık yemeleri gerekmekte. Yemek sonrası sırt üstü yatmak yerine yine ayakta ve küçük hareketler yaparak sohbet edilmesi daha uygundur. Yemek sonrası güneşe çıkmak bile yanlışken, sauna ve Fin hamamına gitmek ise tam anlamı ile bir çılgınlık. Bakın buradan uyarıyorum. Eğer ki yaz aylarında bu söylediklerime uyulmaz ise zaten anlamsız bir şekilde stresin kol gezdiği futbol dünyamızdan bu tür kayıplar hiç eksik olmaz. Son derece üzülmekten başka bir şey yapamayız o zaman da.
TÜM FUTBOL DÜNYAMIZ HAYDi 'EBT'YE Peki bizim şişman ya da zayıf yöneticiler yine birçok taraftara olamayacak vaatler verip bolca ATIP TUTTUKTAN SONRA vadettiklerinin hiçbiri gerçekleşmeyince suçu önce hakeme atıp, zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkmaya çalışacakları o çok stresli YENİ SEZON öncesi ne yapmalılar? Söyleyelim cevabı: Hemen EBT'ye girsinler. Yani Elektron Beam Tomografi'ye. İşlem çok kolay sadece 1 nefes tutma süresi kadar bir sürede kalplerinde eğer bir problem yoksa bunu yüzde 91 oranında bir doğrulukla öğrenebilirler. Hadi hemen EBT'ye. Bu arada benim ne bir EBT cihazım, ne de EBT cihazı olan birilerine ortaklığım vardır. Bu önerim sadece bir hekimsel duyarlılık önerisidir. Sağlıcakla kalın.