Analiz zamanı EURO 2008 öngörülerimizde bu turnuvada "hangi sonucu alırsak alalım, federasyon da teknik kadro da belikli geçmiş dönemlere göre daha bilimsel hazırlanmışlar" diye yazmıştım. Amerikalı ekibin başarısını turnuva sonuna bırakmıştık. Terim'in kadroyu açıklamasıyla yaşanan tercih gerginliğini kendisinin tek başına göğüslemesi "Yıldıray, Halil ve İbrahim'in "Amerikalıların uyguladıkları testlerde performans, dayanıklılık ve efor sonrası denge yetersizliği gibi eksiklikleri yüzünden mi kadrodan ayrılmak zorunda kaldıkları Terim'ce açıklanmalıdır. Emre'nin bu testlerde ne kadar zorlandığı turnuva sonunda belli oldu. Amerikalı uzmanların oyuncular üzerinde uyguladıkları beslenme, antreman dozu ve istiraat programları birçok futbolcumuzun da sakatlanmasının en önemli nedeni olduğunu sanıyorum. Terim'in motivasyon başarısının yanında aşırı dozda duygu yüklemeleri oyuncularımızın çok sayıda kart görerek takımı yalnız bırakmasının ve kadro kurma zorluğunun çekilmesinin bence baş nedeni olmuştur. Bütün bunlara rağmen Terim'in Arda gibi bir oyuncusunu Portekiz maçında korumaya alıp, oynatmaması takdir edilmelidir. Futbolcularını sakinleştirme ve ateşleme misyonu üstlenen Terim'in kendisi için yeterli psikolojik yardımı almaması da düşündürücüdür.
Teknik asbaşkan! Takımımızı Hırvat ve Alman maçları için yürekten alkışlamalıyız. Daha iyi neticelere ulaşana kadar Avrupa'da gururlanacağımız en iyi başarı budur. Terim'in İtalya'da yarım kalmış hesabını görme isteği doğaldır. Fakat 2010 için kadrolarıyla birlikte görevine devam ettirmelidir. Federasyon, Terim'i teknik asbaşkan olarak onurlandırmalıdır. Devletimizin sporcularla ilgili yaptığı askerlik ve ödül yönetmeliklerine eğitimleri yarım kalmış ve üniversitede okumak isteyenlere de "YÖK" tarafından kontenjan sağlanmalıdır. Bu kriterlere haiz sporcularımız ve teknik kadrolarımız da manen ödüllenmelidir.