Duyarlı milliyetçilik Bizim unutmak istediğimiz fakat rakiplerimizin henüz unutmadık-ları spor dışı davranışların yaşandığı malum İsviçre maçından sonra Avrupa'da yeniden futbol arenasındayız. Ağır bedeller ödediğimiz bu kötü dönem artık bitti. Şimdi ise İsviçre'de dünyanın gözü bizim üzerimizde olacak. Sporun; sevgi, barış ve kardeşlikten oluşan ilişkilerine bizlerin verdiği önemi dünyaya kanıtlama zamanımız geldi. Sportif ağırlığının yanında kuşkusuz ekonomik ve siyasi önem de içeren bu turnuvada hepimize bu yüzden büyük sorumluluklar düşmektedir. Sayın Orhan Pamuk'un ifadesinde yer bulan ultra milliyetçiler de, sayın Fatih Terim'in yetersiz milliyetçi buldukları yani bu milletin bütün bireyleri Avrupa Şampiyonası'nda fair-play misyonunun birer parçası olmalıdırlar.
Beklentiler yüksek Böyle önemli bir imtihan döneminde hiç kimsenin hassasiyetlerimizi zorlayarak "kişisel düşüncelerimi söylüyorum'' diye (kariyerleri ne olursa olsun) aralarımıza duvar örmeye hakları yoktur. Bilge kişiler boşuna söylemiyorlar. "Avcının iyisi avını beklerken belli olurmuş.'' Bu turnuvada hangi sonucu alırsak alalım, geçmiş dönemlere göre federasyonumuz da teknik kadromuz da belli ki daha bilinçli hazırlanmışlar. Bilhassa iletişim konusunda yapılanlar medya ve kamuoyu ilişkileri pozitif yansımalarla dolu. Bu yüzden de takımdan beklentiler yüksek. Portekiz, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti ekiplerini teknik kadromuz ve oyuncularımız şüphesiz artık ezberlemişlerdir. Denk kuvvetlerin buluştuğu bu grupta rakibini şaşırtacak sürprizleri yapabilen takımlar birbirlerine üstünlük sağlayacaklardır.
Hep birlikte göreceğiz Milli Takımımızın yapılan analizleri ne kadar uygulayabileceğini sahada hep birlikte göreceğiz. Fizik kondisyon ve beslenme konularında da dünya referansları olan uzmanlarla yapılan çalışmaların henüz neticelerini hissetmesek de dileriz ki takımımıza yararlı olmuşlardır. Türk futbolcusunun duygusal yapısı, mentörler tarafından planlanan grup ve bireysel çalışmalarla turnuva süresince sürdürülürse pozitif yönde değişikliğe uğrayacaktır. Terim ve öğrencilerinin gözü ve kulakları cumartesi gününe kadar kim ne derse desin medyada ve ziyaretçilerle gelen haberlerde olacaktır. Şimdi ise "duyarlı milliyetçilik" zamanıdır.