B Takımları savaşı Avrupa liglerinin A takımlarında hep yabancılar var. Yerliler B'de. Milli takımlardaki futbolcular da B kadrosundan geldiği için kalite çok düşük
Yarı finale gelinceye kadar öyle çok sürpriz oldu ki! Ne şampiyonlar havlu attı! Elenmez denilen erken gitti! Şimdi bundan evvelki Hollanda'nın iki parlak maç yaptıktan sonraki konuşmalarımızda 'hangi takımlar' dendiği zaman o ana kadar hiç parlak olmayan iki takımın hakkında peşin hükümlü olmayalım; İtalya ve Almanya! Bunlar çünkü turnuva takımlarıdır. Geçmişte örnekleri var. Çok kötü başlarlar ama sonunda finale giderler, hatta şampiyon olurlar, bunu yaşadık demiştim!
MÜTHİŞ BİR MAÇTI Buna karşılık Hollanda'nın futbolunda da her sene çok parlak başlayıp sonunu getirememenin örnekleri vardır.
Muhteşem Cruyf'lu takımları dahil! Ve Hollanda bugünkü çok cazip futboluna rağmen bu parlak şeyin arkaszını getiremeyebilir sabredin dedim. Nitekim o parlak Hollanda, Rusya önünde beklenmedik bir mağlubiyet aldı ama bana sorarsan o Hollanda- Rusya maçı hâlâ 'turnuvanın en güzel maçı.' 50 den fazla şut var maçta. Niye milyonlarca insan televizyonun karşısında? Güzellikleri seyretmek için. Top bir orda, bir burada. Heyecandan ölüyorsun. Ben ne Rusum ne Hollandalı! Ama bir futbol güzelliği ve heyecanı yaşıyorsun. Ama İtalya bu "Turnuva takımı" özelliğini sürdüremedi. Bence en büyük sebep golcüsü yok. Lucatoni'nin fevkalade bir 'kazma' gibi oynaması, akıllara sığmazdı. İnanılır gibi değildi kaçırdığı goller ama onu çıkarıp yerine koyacağı adamı da yok işte.
ŞAMPİYON ELENDİ Totti, "Ben bu takımda oynamam artık" dediğinden beri, İtalya bir golcü bulamamış. Yani şu bizim Fatih Terim'in beğenmeyip de almadığı oyunculardan birisi İtalya'nın elinde olsaydı; Hakan Şükür, Ümit Karan, Mehmet Yıldız, Fatih Tekke. Adamlar bu kupadan elenmezdi. Yarı finale kalan takımlara gelince... Gene turnuva başlarken dedim ki başlarken değil! 2006 Dünya Kupası başlarken de böyle dedim, 2004 Avrupa Şampiyonası başlarken de böyle dedim, 2002 Dünya Kupası öncesinde de böyle dedim: Dünya'da ve Avrupa'da futbol o kadar aşağı düzeylerde oynanıyor ki her an her şey olabilir. Biz dahil bu turnuvadan şampiyon çıkabiliriz. Onun için hiçbir sonucu sürpriz olarak karşılamayalım, kendimize güvenerek iyi takımlar yapalım. Fırsat bu fırsattır. Burada da ortaya çıkan şey bakın yani biz yarı finaldeyiz, İngiltere hiç gelemedi Belçika hiç gelemedi! Danimarka hiç gelemedi. Son şampiyon Yunanistan elendi. Son finalist Portekiz elendi. Geçen Dünya Kupası finalistleri ve şampiyonu İtalya ile Fransa elendi. En parlak girişi yapan Hollanda elendi. Peki, "Biz olağanüstü bir futbol oynayarak mı devam ediyoruz?" Hayır sıradan bir futbol. Hatta ölçersen sıradan bile değil belki. Bunun sebebi de Avrupa'da futbolun fevkalade düşük seviyelerde oynanmasından. Avrupa'nın bütün büyük takımlarında yabancılar oynuyor. Güney Amerika'dan gelen yabancılar oynuyor. Onları çektin mi Avrupalı futbolcu bizim takımda olduğu gibi milli maçtan, milli maça çıkıyor! Bizim takımın yarısı yedeklerden kurulu.
YABANCILAR YAKTI! Avrupa Şampiyonası'na en çok futbolcu veren lig, İngiltere Ligi! 44 oyuncu varmış. İngiltere yok! İngiltere'de İngilizler oynamıyor ki! Kendi takımında oynamayan adam milli takımda nasıl başarılı olacak? Şunu çok açık ve net söylüyorum; Avrupa liglerinin ikinci takımlarının şampiyonasıdır bu Avrupa Şampiyonası! Çünkü milli takımlar yabancı! Avrupa liglerinin birinci takımları, A takımları yabancı. Yerliler B takımı! Bu B takımlarının mücadelesi.