Komutan Arda Bazı maçlar vardır ki, ilk yarıda kağnılar gibi oynarsınız. Sanki çeyrek final için otostopa çıkmış adam bolluğu vardır. Üstelik 2 gol yemişsinizdir. Rakibin bir topu da direkten döner. Yağmur başlamıştır da, "sudan sebepler" üretmenin bütün kapıları da açılmıştır kuşkusuz. Çeyrek final hayallerine kan doğranmanın eşiğine gelinmiştir. Gazeteler, teselli sayfalarını hazırlamakla meşguldür. Fatih Terim'in şiddeti ve hiddeti artmış, kenar yönetim çökmüştür. Sponsorların ticari kaygıları ayaktadır.
***
Sonra 21 yaşında bir delikanlı çıkar ortaya. Gecenin kitabının her sayfasına adını yazdırır. Arda Turan... Onda saçından iliklerine kadar yetenek vardır. Onda liderlik vardır. Askeri disiplin görmüş bir gerillanın direnişi vardır. Onda başkalarında olmayan o kadar çok şey vardır ki, top ayağına geldiğinde rakipte bile saygı uyandırır. Her şey bitti diye bakılırken, bu genç "kamikazenin son sözü olmaz" der... Ayağından çıkan mermi gibi şut gol olur da, bir Avrupa takımı karşısında ender görülen bir direniş başlatır. Çek Cumhuriyeti gibi bir takım, yılgın ve çaresiz bir resme bürünür.
***
Bu maç, Türkiye'nin tarihindeki en görkemli karşılaşmalardan biridir. Çek Cumhuriyeti gibi bir takım, neden iki farklı galibiyeti bıraktığı yerde bulamamıştır? Neden İsviçre maçıyla birlikte, iki kez maçı döndürmenin ustalığı Türkiye'ye ait bir apolettir? Kenar yönetimin yanlışlarına rağmen, Arda en doğru adam olduğu için. Futbol çok kişilik oyundur. Ama arkadaşlarını kendisine benzeten bir gencin önderliğinde, duvarlar bile yıkılmıştır.
***
Maçın son çeyreğine kadar, gitmesine izin verdiğiniz 3 puanı, 90 dakika sonrasında geri alabilmek için Arda Turan gibi komutanlara ihtiyaç vardır. Servet Çetin gibi mitolojik kahramanlara. Futbolun imecesini maçın ikinci yarısında hisseden ve geceye sığmayan yürekli işçilere...
***
Portekiz maçında kıymeti bilinmeyen birinin, İsviçre ve Çek Cumhuriyeti maçlarında kıyameti koparması, grup elemelerinin en flaş belgesidir. Kenar yönetimin yanlışlarına rağmen, 70 milyon kişilik çeyrek final rezervasyonu yaptırmak, herkesin harcı değil. O yüzden bu delikanlıya ne desek az. Biraz Van Gogh'tan çizgiler katabiliriz yorumlarımıza. Biraz Shakespeare'den ezgiler... Bu çocuğa daha unutulmaz nice maçlar nasip etsin futbolu... Çünkü hepsini hak ediyor.
***
Kimse kırılmasın gücenmesin ama... Yetenek ve liderlik eşit dağıtılmıyor her futbolcuya. Ben de zaferin övgüsünü eşit dağıtamazdım... Türk futbol tarihinin, en anlamlı karşı saldırısını başlatan delikanlıyı, diğerlerinden ayırmamak haksızlık olurdu.