Duruş ve icraat Trabzonspor'da yaşananları takip etmeyi bırakın, insan olan biteni yazmaktan yorgun düşüyor. Tabii ki yılların üzerimizde bıraktığı hantallık da var. Pas tutan bedenimizi Sadri Şener ve ekibi hareketlendi. İyi de oldu. Özlemiştik. Büyük takım olmak olgusu bu olsa gerek. Eylem ve söylemlerin örtüştüğü bir icraat bordo- mavili camiayı ayağa kaldırdı. Trabzon sokaklarında gördüğüm insanlar hayat pahalılığını, yüksek çıkan enflasyonu umursadığı bile yok. Onları bordo-mavili takıma katılan oyuncuların isimleri mutlu ediyor. Şener ve ekibi, geçtiğimiz yıl Süper Lig'in en iyi dört oyuncusunu aldı. Giray Kaçar, Selçuk İnan, Egemen Korkmaz, Gökhan Ünal ve diğerleri. Bordo- mavili takıma güç kattığı gibi rakiplere de korku saldı. İnsan, yatırım yaparak kazanır. Trabzonspor'da Şener ve ekibi de bunu yapıyor. Doğru olan da bu. Vermeden almak kullara mahsus bir davranış değildir. Yönetim bunları yaparken şimdi sıra taraftara geldi. "Ben Trabzon'da yaşamıyorum" deme. Kulübüne katkı sağlamak için kombineni al ve bayram hediyesi olarak yakınına gönder.
İsme göre adalet mi? Trabzonspor'a verilen saha kapatma cezasına gelince. Cezanın kaldırılması yönünde bir gelişme olur diye biraz bekledim. Ama çıt çıkmadı. Türkiye'de hangi stattada küfür yok. Binlerce insanın olduğu yeri bırakın, televizyon ekranlarında konuşanlardan tutun, evinizdeki çocuğunuzla ya da bir yakınızla konuşurken kullandığımız kelimelerin hangisi arasında küfür yok? Elbette küfürü savunacak değiliz. Ama çifte standarda karşı çıkmak herkesin görevi olmalı. Trabzonspor'a verilen ceza için bugün susanlar, yarın ağlamaya kalkmasınlar. Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan ve ekibi adil olmak için göreve geldi. İsme göre adalet olmaz. Adalet işlenen suça göre olur. "Üç Maymunu" oynamayalım... Bir de herkese eşit uzaklıkta olalım. O zaman şiddet de olmaz küfür de!