Paylaşmalıydı Polat bana, takım içinde oluşan havayı bozma riskini göze alamadığı için geçici bir hoca getirmediğini söyledi... "Herkes bir şey söylüyor ama olayın iç yüzü budur" diye açıklaması gerekirdi. Bilelim ki Galatasaray sahipsiz değil
Kalli'nin ayrılmasının ardından Galatasaray çıkışa geçti. Siz bu çıkışı nasıl değerlendiriyorsunuz? Adnan Polat ile yediğiniz yemekte neler konuşuldu?
Şimdi maçtan iki gün evvel Adnan Polat ile bir yemek yedik. Adnan Polat neler olduğunu anlattı bir defa. Kalli'nin gitmesi ne futbolcuların, ne yönetimin kararıdır. Doğrudan kendisinin kararıdır. Olay da şöyle: Adnan Polat, futbolcuları topluyor. Diyor ki "Kalli sezon sonuna kadar takımın başındadır. Sezon sonunda buraya bir başka hoca gelecek. Ama gidene kadar hocanız Kalli'dir. Ayağınızı ona göre denk alın." Kalli bu toplantıyı haber alır almaz, istifasını açıklıyor. Adnan Polat'a haber veriyorlar. Adnan Polat diyor ki "Hayrola hocam." "Sen benden habersiz futbolcularla konuştun. Ben istifa ediyorum." "Ya ben bu kulübün başkanıyım, konuşma hakkım var. Yani medyada çıkan 'Kalli gidecek' haberlerinin tamamen asılsız olduğunu, sezon sonuna kadar görevde kalacağını, sana herhangi bir tepki gösterenin de bunun sonuçlarına katlanması gerektiğini anlattım." "Hayır, sen benden habersiz toplantı yaptın." "Hoca gaza gelmişsin, öfkelenmişsin, bu gece dinlen, yarın sabah beni ara, gel konuşalım. Sabahleyin Adnan Sezgin telefon etti bana. Kalli istifa etti. Ne yapalım." Adnan da atlamış Florya'ya gidiyor, diyor ki "Nedir vaziyetler." "Ben istifa ediyorum." "O zaman Ahmet Akcan da istifa etsin" dedim. "Benim müdahalem orada oldu ve Ahmet Akcan da istifa etti."
B planımız vardı Polat "Hemen ertesi gün biz Ankara'ya gittik. Yani o 24 saat içinde yapacağımız hiçbir şey yoktu. Takımın başına birisini getirecek durumda değildik. Ankara'ya gittiğimiz zaman takımla beraber kamptayız, oteldeyiz, şurdayız buradayız" diyor. "Şunu" dedi "Çok iyi gördüm. Çok iyi anladım. Futbolcular müthiş bir dayanışma içindeler. Sene başından beri hiç olmadığı kadar bir birlik beraberlik ruhu var. Hırs var, istek var. Bütün geri dönüşlerim yol boyunca ve İstanbul'a döndükten sonra sürdü. Sonra şimdi ben takımın başına geçici olarak birisini getirirsem, bu hava 'bozulur mu bozulmaz mı' diye düşündüm ve bu havayı bozabilme riskini göze alamadım. Bu yüzden takımın başına geçici bir hoca getirmedim. B planımız olmadığından değil, bulamadığımızdan değil, sadece takımda sene başından beri görmediğim müthiş havanın bozulması riskini göze alamadığım için. Tek sebep budur" dedi. 'En başta ben bunca eleştiri yaparak "Bunların B planı yok mu, C planı yok mu? Kalli gibi sağlığı zaten bozuk, Almanya'ya her gidişte gelmeyen bir hoca ile niye devam ediyorlar? Yani gideceği Türkiye'de sürpriz olmayan bir tane hoca varsa Kalli'dir. Açık. Kimse aaa demedi 'Kalli istifa etti' deyince, senin elinde nasıl bir yedek plan olmaz" derken niye çıkıp bu açıklamayı yapmadın?'
Hocadan önemli "Arkadaşlar bizim yedek planımız da var, yedek adamlarımız da var. Ama benim gördüğüm hava budur. Ben bu kulübün başkanı olarak, ben yıllardan beri bu futbolun içindeki biri olarak, bu havanın bozulmamasının daha önemli olduğunu düşünüyorum. Biz çok kritik bir köprüden geçiyoruz. Bu köprüden geçerken bu hava hocadan daha önemli benim için" diyebilirdin. "Yine tartışırız" dedim. "Öyle mi, böyle mi" diye. "Ama biliriz ki Galatasaray'ın bir sahibi var, bu sahibinin de bir düşüncesi var. Ama siz sustunuz" dedim yönetim olarak. "Bütün bu eleştiriler karşısında sustunuz." O zaman düşünen bir adamın kafasındaki şey şu: Bu kulüp sahipsiz. Özhan Canaydın kulübün başına geldiği günden beri zaten bunu düşünüyor Galatasaraylılar. 'Özhan gitti Adnan geldi yine bu kulüp sahipsiz.' Sen bu kulübün sahipsiz olduğu izlenimi veriyorsun susarak. Çıksana ortaya, yumruğunu masaya vursana. Desene 'Hıncal efendi, böyle diyor, Ahmet efendi şöyle diyor, Mehmet efendi böyle diyor ama işin iç yüzü budur. Kararımın sebebi de budur.' Ben bileyim ki orada bir şey düşünülmüş, kararlaştırılmış. Karar da bu. Sahipsizlikten, bulamamaktan, beceriksizlikten, yeteneksizlikten değil. Bütün alternatifler gözden geçirilmiş ve bu seçilmiş. Ha ben de o zaman seni seçiminden dolayı eleştiririm. 'Ben olsam şunu yapardım' derim, ya da 'Doğru yapmış' derim. Şimdi 'Yok' diye eleştiriyorum. Özhan Canaydın zamanında Galatasaray'ın başkanı yoktu. Şimdi de yok. Sen diyorsun ki "Varım." O zaman söyle. Galatasaray'daki durum bu.