İkisi de sıfır Terim'in Galatasaray'a kızıp maçı terk etmeye hakkı yok. Terim bu yanlışları yüzünden Türkiye'de hiç hak etmediği kadar antipatik görünüyor Terim aslında çok cana yakın birisi. Benim en zevk aldığım kişi mesela. O havaları atan, o Mussolini jestlerini, mimiklerini yapan Terim'le hiç alakası yok Fatih Terim ve Mustafa Denizli'nin danışmana ihtiyacı var. Her şeyi bilemezler. İkisi de halkla ilişkiler bakımından sıfır. Bu yüzden antipatikler
Derbide iki önemli olay yaşandı. Terim'in, yerinin başkasına verilmesine kızıp maçı terk ettiği anlaşıldı. Diğerinde ise sizin 'care taker' olarak önerdiğiniz Denizli, Galatasaray'ın golüne sevinmemesi nedeniyle eleştirildi.
Terim'in tribünü terk etmesi ve Denizli'nin gole sevinmemesiyle ilgili neler söyleyeceksiniz.
Denizli'nin Kalli'nin yanında oturmasına da şaşırdım. Denizli, Fenerbahçe'nin teknik direktörlüğünü yaptı. Niye Fenerbahçeliler tarafında oturmuyor da Kalli'nin yanında oturuyor? Denizli ne yapacağını bilemiyor. Galatasaray oraya niye davet etti? Galatasaraylı teknik direktör olarak. Terim'in de yaptığı şey yanlış. Milli takım teknik direktörünün, Avrupa Şampiyonası'na 3 gün kala mutlak suretle çıplak gözle seyretmesi gereken bir maçtı. 'Ben yerimi beğenmedim, gidiyorum' deme lüksüne sahip değil. Galatasaray'a, Fener'e kızıp milli takımı boykot etmeye hakkı var mı Fatih Terim'in? Ama Fatih Terim bu yanlışları hep yapıyor.
SEYRETMESİ GEREKİYOR Fatih Terim bu yanlışları yüzünden Türkiye'de hiç hak etmediği kadar antipatik oluyor. Fatih Terim, dünyanın en sevimli adamı ama sinema dünyasında Kadir İnanır neyse, spor dünyasında Fatih Terim o. Başka birini oynuyorlar. Halkın önünde başka birini oynama gereği duyuyorlar. Türkiye'de 'imparator havası' atacak sonuncu adam Fatih Terim. Fatih Terim dünyanın en mutevazı adamlarından birisi kendi hayatında. En cana yakın, en arkadaş canlısı, en dost adamlardan bir tanesi. Beraber olmaktan benim en zevk aldığım kişi mesela. Neden? Çünkü Fatih ile biz bir araya geldiğimiz zaman futbol konuşmuyoruz. Futbol konuştuğumuz zaman karşımda arkadaşım olan Fatih Terim var, inanamıyorsun. O tribünde oturan, o havaları atan, o Mussolini kafa hareketlerini, jestlerini, mimiklerini yapan Fatih Terim'le alakası yok. Başka bir adam. Niye bu Fatih'i ben tanıyorum da bütün Türkiye tanımıyor? Senin görevin milli takım teknik direktörlüğü. Hiç yer yoksa, hani vardı ya eskiden İnönü Stadı'nın altında 'duhuliye' denirdi, gerekirse öyle bir yerde seyredersin. O maçı nerede olsa seyredeceksin sen arkadaş. Ondan sonra kimi protesto ediyorsan edersin. "Ey Galatasaray, milli takım teknik direktörüne ayırdığınız yere bakın. Ben buraya oturmam, ben bir daha Ali Sami Yen'e gitmem." Yok ya!.. Ali Sami Yen'e gelmeden, oradaki maçları izlemeden nasıl milli takım teknik direktörü olacaksın Fatih Terim kardeşim? Fatih Terim'in kimliği, kişiliği Türk Milli Takımı'nın önünde mi? Türkiye'nin önünde mi? Ay-yıldızlı formanın önünde mi? Ya bak neler çıkıyor ortaya şimdi!.. O basit jestin altından çıkanlara bak! Şimdi bunları düşünen bir adamın Fatih Terim'e sempati duymasına imkan var mı? 'Kendini beğenmiş, milli davayı terk ediyor, yerini beğenmedi' demezler mi? Ben Fatih adına çok üzüldüm. Ben isterdim ki Fatih maçı orada seyretsin ve ben kıyameti koparayım. O protokol listesine hazırlayanlara. 'Utanmadınız mı Fatih Terim'i oraya oturtmaya? Sıkılmadınız mı? Bu adam Galatasaray'ın en önemli adamı. Futbolcu olarak teknik adam olarak. Bu adam şimdi ki göreviyle milli takım teknik direktörü. Köksal Toptan'ın yanında oturtman gereken adam o işte. Sen eğer Galatasaray-Fenerbahçe maçının protokolünü yapıyorsan, Köksal Toptan'ın yanında Adnan Polat'tan önce oturma hakkı olan adam" derdim ben. Şimdi bunu diyecek Hıncal neler diyor!.. Beni nereye itti, bir yanlış hareketle. Mustafa Denizli de ne olduğunu bir karar vermeli. Orada Galatasaray'ın, yürekten Galatasaraylı olduğu bilinen teknik direktörleri oturuyor. Onlar davet edilmiş. 'Hayır ben profesyonel adamım, ben burada yer almam.' Tamam. 'Göreve çağırırsanız, profesyonel olarak oturur konuşuruz.' Ama Galatasaraylı olduğun için yapılan bir daveti kabul edip, Galatasaraylı olduğunu zımnen ilan edeceksin, ondan sonra da Galatasaray, Fenerbahçe'ye gol attığı zaman heykel gibi duracaksın. Yüzünde bir tebessüm bile olmadan. Fevkalade yanlış bir tablo.
UTANIYOR MU YOKSA! Gider protokol tribününde yerini alır oturursun, hiç itirazım yok. Gider locada, arkadaşın Mehmet'in locasında oturursun, sevinmezsin hiç itirazım yok. Ama Fenerbahçe'de teknik direktörlük yapmış biri olarak ve Fenerbahçe'yi şampiyon yapmış biri olarak sen Galatasaraylı teknik direktörler arasında oturmayı kabul edersen, o zaman Galatasaraylı olduğunu da halktan saklamayacaksın, televizyondan saklamayacaksın. Ben Mustafa Denizli'nin yürekten sevindiğini adımın Hıncal olduğu gibi biliyorum ama Mustafa Denizli sevinmemişi oynadı. Terim'in oynadığı gibi. Ben bu samimiyetsizliğe kızıyorum. Fevkalade iyi bir Galatasaraylı olabilirsin ama gidersin rakip takımda da görev yaparsın. Türkiye Cumhuriyeti'nde Baba Gündüz'ü tartışacak kimse var mı? Ağzını yırtarım. Beşiktaş'ın başında Galatasaray'a karşı çıktı. Kimse de bir şey demedi. Baba Recep'in Beşiktaşlılığını tartışacak adamın ağzını yırtarım. Galatasaray'ı şampiyon yaptı ama hâlâ Beşiktaşlı. Beşiktaşlı olduğu da gerçek, Galatasaray'ı şampiyon yaptığı da gerçek. Bunlar profesyonellikte olan şeyler. Utanıyor mu Mustafa Denizli, 'Galatasaraylıyım' demeye. Utanıyor mu?