Penaltı ciddi iştir Yıllarca penaltı attım. Kitabını yazacağım bir iş. Yaradana sığınıp vurmak çok yanlış Kezman'ın topu Alex'e vermesi gerekirdi Çünkü Alex penaltıcı ve krallığa koşuyor
Son yıllarda alışık olmadığımız bir mücadele izliyoruz. Ligin altı da üstü de cehennem gibi. Kim Şampiyonlar Ligi'nde, kim UEFA'da mücadele edecek, kim düşecek gibi soruların yanıtlarını göremiyoruz. Herkes "Düğümü Ali Sami Yen'deki maç çözer" diyor ama Sivas'ı hesaba katmayanlar da fena halde yanılıyorlar. Unutulmasın ki G.Saray da Sivas'a gidecek. Yani ne desek boş. F.Bahçe önündeki 3 maçı kazanırsa Trabzon'a turistik seyahat yapacak. Eğer G.Saray ile berabere kalırsa Trabzon'da final maçına çıkacak. Bu arada olmazsa olmaz şart da Kadıköy'de Denizli ve G.Birliği'ni mutlaka yenecek. Aslında şimdiden elimize kağıt-kalem alıp kafamızı yormaya fazla gerek yok.
Çünkü her hafta sonunda yeni hesaplar yapma durumunda kalabiliriz. O yüzden en güzeli önümüzdeki maçları beklemek.
FENER LİGE FAZLA Her zaman söylüyorum, F.Bahçe ligimize fazla bir takım. Avrupa'da bu kadar ilerlemeseydi, yani rakipleriyle eşit şartlarda mücadele etseydi turu şimdiden atmıştı. İsterlerse her maçı kazanırlar. İşte Ankara'da iştediler, golü buldular. İşi bıraktılar, golü yediler. Gene biraz kımıldadılar golü, penaltıyı buldular. Ama ciddiyetsizlik yüzünden maçı berabere bitirdiler. 90 dakika oyun disiplininden kopmayacak bir F.Bahçe sahne alacaksa önündeki tüm maçları kazanıp şampiyonluğa ulaşabilir. Aksi takdirde işler zorlaşır, Ankara'da yaşananlar kulağa küpe olmalı. Kezman'ın yaptığına bir anlam vermekte zorlanıyorum. Kendini fena halde düşünen bir futbolcu. Her şeyi bir kenara koyun, takımında geçen sene gol kralı olmuş, bu sene de krallığa koşan bir arkadaşı var. O arkadaşın üstelik senin penaltıcın.. Yahu topu ellerinle Alex'e vermen gerekir ki 14. golü atsın. Maçı da iki gol bir asist ile bitirsin. Tanju, Avrupa'da Altın Ayakkabı alsın diye takım arkadaşlarının onun için nasıl çalıştıklarını hatırlayın. Bir de Kezman'ın Alex'e yaptığını masaya yatırın. İşte ekip ruhu denilen olay budur. Maçın bitmesine uzatmalarla birlikte yaklaşık 10 dakika var. Skor 2-1. Yani son derece önemli olan bu penaltı oyuna yeni girmiş birine attırılmaz. Olay, "penaltıdır kaçar" ile geçiştirilemez. Penaltı benim yıllarca attığım ve kitabını yazacağım bir iş. Penaltı teknik ister, soğukkanlılık ister, zerafet ister. Kaleciyle aranda psikolojik bir savaş vardır. Gözlerinizle konuşursunuz. Aceleye gelmez. Öyle topu dikip gerilip hiçbir şey düşünmeden yaradana sığınıp yapılacak bir vuruş şekli değildir penaltı. Doğrusunu yap, kaçır. Ama yanlışını yapıp kaçırırsan ceremesini de çekersin. Ankara'da büyük bir hakem rezaleti yaşandı. Bakıyorum da Hakan Sivriservi'yi darağacına getirenlerden ses çıkmıyor. Nedeni basit. Çünkü F.Bahçe kazanmıştı. Bu hafta da puan kaybetti. İşte o kadar basit. Ne oldu, beyaz, temiz sayfalara. Hayatlarını çifte standarta bağlayanlar için ne desek boş. Kutsal ittifakların doruğa çıktığı şu günlerde Zico artık takımla oynamayı bırakmalı. Macera aramadan iki hafta öncesine dönmeli, sahaya öyle çıkmalı. Gerisi kendinden gelir. Yoksa bu çifte standartçılarla başka türlü başa çıkmanın mümkünatı olmayacak.