Ders almak! Rast giden işler, daha bir güzelleşecekti. Örneğin Beşiktaş, kendini "ligin beyi" yapan günlere iki zorlu engel; G.Saray ve G.Birliği'ni (D) "sıçrama tahtası" yaparak geldi. Yanlış burada başladı. Açılan yolda Trabzonspor'u da sollayınca İstanbul BŞB'yi "çantada keklik" gördü! Oysa Kartal, bu yanlışa düşmeseydi 10 kişi de kalsa Belediye'yi yenecek, yolunun daha açılacağı haftalar yaşayacaktı. Peşindeki rakipleri birbirlerine puan yitirecekleri için Beşiktaş, büyük bir avantaj yakalayacaktı. F.Bahçe ve Sivasspor'la berabere kalsa da yerini koruyacak, rakiplerinin daha fazla puan yitirmesi durumunda hedefine ulaşmış olacaktı. Böylece "dert ayı" olarak bilinen mart ayı, umutların doruğa çıktığı "şölen ayı" olarak tamamlanmış olacaktı.
Hüsranla tamamlanır Şampiyonluk yolunda özgüven ve inancı yüksek biçimde yürüyecek Beşiktaş'ın, sonlarına gelinen savaşımda önemli bir avantajı daha vardı. Bunlar: Holosko-Nobre-Delgado'dan oluşan üçlünün önemli ayağı Holosko'yla Nobre "golcü" özelliğine, Delgado da keyif veren kalitesine kavuşmuştu. Derken... Futbolcular, futbolun kurallarına ihanet edince Belediye cezayı ağır kesti! Böyle bir cezanın bir gün kesileceği bekleniyordu. Çünkü Beşiktaşlı futbolcularda futbolun gereği olan ciddiyet ve disiplinde süreklilik yoktu! Özellikle "sorumsuzluk"tan korkulmuyor, ders alınmıyordu! Bobo'nun kırmızı kart sorumsuzluğuna Sağlam'ın "3 forvetli" yanlış stratejisi eklenince yenilgi kaçınılmaz oldu. Çünkü ön liberosu ve orta sahası olmayan bir takım, 5 forvetle de oynasa yenilmeye mahkumdur! Ertuğrul Sağlam ve futbolcular hatalarından ders çıkartmazlarsa Fenerbahçe maçı ve lig hüsranla biter!