Nasıl stoper? Sözüm, havası ve zemini donmuş Konya'daki futbola değil, genel duruma. Holosko'yla "hücumda etkin olamama" sorununu çözümleyen Beşiktaş, stoper problemini çözemezse Slovak forvetin transferi, bir ayağı eksik masaya benzer! Stoper adaylarından hangisinin alınacağından çok, hangisinin yaraya merhem olacağı önemlidir... Geri dörtlüde sorun, bu bölgeyi toparlamanın yanı sıra hücum başlatan "bilgi dolu" ayağın olmamasıdır... İbrahim Toraman, Gökhan Zan, Baki ve İbrahim Kaş canla başla, iyi niyetle oynuyorlar ama "oyunu arkadan başlatma"yı beceremedikleri gibi markaj, pas ve kademe hataları yapıyorlar... Aslında aranan stoperin bulunması da takımdaki eksiği-yanlışı hepten gidermeye yetmeyecek... Çünkü Beşiktaş'ın genel oyun anlayışının iyice olgunlaşması gerekir. Yanisi şu:
Sistem giderek oturuyor Beşiktaş, topu gol bölgelerine en kısa zamanda ulaştırmıyor, bir takım uğraşlara giriyor. Oysa top kazanıldığında az pas, az çalımla özellikle (Serdar Özkan çok çalımdan vazgeçmeli) rakip yarı alanına indiğinde daha etkili oluyor. Bu oyunun bir başka artısı takımca enerjisini az harcaması, 90 dakikayı daha diri tamamlamasıdır. Sistemin giderek oturduğu takımda gözle görülen gelişmeler var. Örneğin; yardımlaşma ve gol pozisyonlarının çoğalmasına karşılık, top kayıpları azaldı. Gol pozisyonlarının artması, Delgado'nun liderliği ele alması ve Holosko'nun gelişiyle doğru orantılıdır. Delgado'nun son haftalardaki müthiş çıkışı, Holosko'nun çabuk ayakları ve hızlı düşünen beyni arızaya uğramazsa Beşiktaş bu hızıyla zirveyi yakalar, sezon sonuna dek de bırakmaz... Dahası Avrupa piyasasında konuşulacak iki futbolcuyu elde tutmak Beşiktaş için kolay olmayacak... Ancak!.. Holosko'ya "en büyük umut" gözüyle bakılır, Nobre "yedek" psikozuyla küstürülürse hedef şaşabilir...