Taraftar! Bir musibet, bin nasihatten iyidir. Ama bu atasözü, Beşiktaş'ı bağlamıyor! En büyük facia Liverpool'da yaşanan 8-0'lık skor, Beşiktaşlı futbolcuları "futbol yanlışı"ndan uyandırmadı. Derin uykuya öfkeli taraftarın acımasız protestosu eklenince İnönü'de yeni Sivasspor hüsranı yaşandı. Bu hüsranda Ertuğrul Sağlam'ın da tuzu var!.. Sağlam'ın, 8-0'lık hezimet için söylediği "iş kazası" dediği kadar basite indirgenecek olay değildir. Bu söylem, takımdaki yanlışlara gözleri kapatmaktır. Liverpool hezimeti Beşiktaş'ta süregelen "yetersiz futbol"un, beklenen yanardağ gibi patlamasıydı. Açık deyişle kolektif, yani "takım oyunu"nu taraftar protestosu da eklenince üç pası arka arkaya yapamayan futbolcular, Sivasspor karşısında yenik durumdan kurtulmak için uygulamaya koyabilecekleri strateji de bulamadılar.
Kötü gün dostluğu Takımı takım yapan, başarıyı getiren değerlerin oluşması için ilk koşul, yönetim-futbolcu-taraftar "dayanışma ve yardımlaşma"sıdır. Moral ve özgüvenin, Sivasspor maçında haksız, anlamsız taraftar protestosuyla iyice yitirildiği Beşiktaş'ta disiplinsizlik de var. Örneğin; Fenerbahçe maçı, futbolcuların bencilliği yüzünden kaybedildi. Bobo'nun, bomboş durumdaki Delgado'ya, daha sonra Batuhan'ın Higuain'e topu çıkarmaması, hem futbola hem Beşiktaş'a ihanettir! Hele dünkü çocuk 16'lık Batuhan'ın bomboş durumdaki Higuain'e neden pas vermediği sorusuna "kral yapmayacaksın, kral olacaksın" yanıtı; hem şımarıklık hem "takımdaşlığın" yerleşmediği Beşiktaş'ta çöküşün önde gelen nedenidir. Ertuğrul Sağlam, 8-0 için "iş kazası" saplantısında kalır, yönetim-futbolcu- taraftar üçlüsü Liverpool faciasını unutup, kenetlenmezse karanlıkta uçuş, Kartal'ı tepesi üstü yere çakar... Son sözüm taraftara; 1-0 önde iken takımın maçı 2-1 kaybetmesine sebep olmak "kötü gün dostluğu" değildir. Doğru taraftar Liverpool zaferini kazandırandır. Stadı, genel kurul salonu ile karıştırmaz!..