İpten dönüş Beşiktaş kolay kazandığını zanettiğini sandığı maçı bir mucize eseri kazandı. Aslında "Siyah-beyazlıları melekler korudu" dersek yanlış olmaz. 90 artı 3'te, Ricardinho'nun ilk kez olumlu bir iş yapmasıyla Beşiktaş, mucize golü İbrahim Toraman'la buldu. Eğer bu maç 2 farktan sonra 2- 2'lik skorla bitse, Beşiktaş, lige havlu atacaktı. Hava koşulları elbette iyi futbola olanak tanımıyordu. Kar yağışı altında, kaygan bir sahada kaliteli futbol zaten olamazdı. Ancak Beşiktaş, ilk yarıda olumsuz hava koşullarına rağmen çok iyi savaştı. Bu bölümde top genellikle Beşiktaşlı futbolcuların ayağında dolaşırken, çok eleştirilen savunma, Ankaraspor'a pozisyon bile vermedi. İkinci yarıda Holosko'nun golünden sonra fark bekleyenler yanıldılar. Nobre'nin çıkıp, Ricardinho'nun oyuna girmesi maçın şeklini birden bire değiştirdi. Yumuşak futbolu seven Ricardinho'nun varlığı orta sahayı çökertince Ankaraspor fırtına gibi esmeye başladı. Üç dakika arayla peş peşe gelen 2 Ankaraspor golü İnönü Stadı'nın her tarafını dondurdu. Artık bundan sonra bir mucize gerekiyordu. O mucize uzatma dakikalarında İbrahim Toraman'la geldi ve Beşiktaş adeta ipten döndü.
Rakibe davetiye Beşiktaş'ın hemen her maçta çok eleştirilen savunması yine iki Ankaraspor golünde sıfır çekti. İlkinde kornerden gelen top ağlara giderken, Rüştü dahil bütün savunma seyrediyordu. İkincisinde savunmanın tamamı, bir türlü uzaklaştıramadıkları topla adeta rakibe davetiye çıkardılar. Şu bir gerçek ki Beşiktaş'ta bazı futbolcular sakatsa veya cezalıysa bunların yerini doldurmak mümkün olmuyor. Cezalı Tello'nun yerine oynayan Aydın hiç fena değildi ama Tello'nun adrese teslim ortalarının hiçbirisi bu maçta olmadı. Beşiktaş, Serdar Özkan'ı bile aradı. Onun yokluğunda Ali Tandoğan sağ taraftan yine rastgele ortalar yaptı ve bu şansını yine kullanamadı. Nobre'nin oyundan çıkması Beşiktaş'ın hücum gücünü ortadan kaldırdı. O çıkınca Holosko da kayboldu. Beşiktaşlı futbolcularla ile yöneticiler, bir kurban kesseler iyi olacak!