Ayıp kere ayıp! Kayseri'de kaybeden sadece Beşiktaş değildi. Kaybedenler arasında yanlış transfer politikası ile yönetim ve bunlara vize veren teknik direktör Ertuğrul Sağlam da vardı. Beşiktaş için acı gerçek şu: Dünkü maç sabaha kadar oynansa asla kazanamazdı. Sahaya çıkan bu 11'le ve tek forvetli bu sistemle Beşiktaş'ın galip gelmesi mümkün değildi. Cisse sakat ve oynamadı. Alternatifin var mıydı? Yoktu. Koray olsa o bölgede böylesine bir perişanlık yaşanmazdı. Sağlam, geldiğinden beri Holosko'dan çizgi adamı yaratmaya çalışıyor. Kayseri'de hiç kimse Holosko'yu çizginin içinde göremedi. Ricardinho, antrenman temposuyla futbol oynuyor. Hayrettir, daha ilk yarıda onu oyundan alması gereken Ertuğrul Sağlam, bunu hiç fark edemiyor. Yapılması gereken ilk değişiklik Batuhan'ın sahaya girmesi, Ricardinho'nun çıkmasıydı. Ricardinho'nun yavaş tempolu futbolu Kayserispor'u coşturdu. Beşiktaşlı futbolcular yatıp kalkıp dua etsinler. Bu maç 2-0 değil, 5-0 olurdu. Mehmet Topuz şanslı olsa tek başına 3 gole imza atabilirdi.
Defans topu seyrediyor Beşiktaş'ın yediği ilk golü gözünüzün önüne getirin. Böyle bir gol ilk kez yaşanmadı. Yazık ki yaşanmış son gol de olmayacak. Çünkü Beşiktaşlı defans oyuncularının her ölü topu seyretme hastalığı var. Ali Tandoğan'dan sağ bek, İbrahim Üzülmez'den sol bek olmuyor. Tello 2 sarı karttan kırmızı gördü. Haftaya oynamayacak. Alternatifin var mı? Yok! Beşiktaş'ın Kayseri'de oynadığı futbol ayıplanacak kadar berbattı. Sahada berbat olan bir başka kişi daha vardı. O da hakem Bülent Demirlek'ti. Eğer Delgado'nun topa yükselişi sarı kart ise Toledo, Gökhan Ünal ve Ali Turan'ınki 5 kat daha sarı karttı. Ne zaman ki Kayseri galibiyeti garanti altına aldı, Bülent bey, Ali Tandoğan ve Gökhan Zan'a hak ettikleri sarı kartları göstermedi. Kayseri'de Kayserispor dışında her şey komikti. Komedide baş sırada bütünüyle Beşiktaşlı futbolcular ve onların da üstünde hakem Bülent Demirlek vardı.
Servisi
