'Orta'nın sırrı! Beşiktaş'ın son haftalardaki oyun düzenini Holosko öncesi ve Holosko sonrası diye ayırmak yanlış olmaz. Holosko'dan önce orta sahada topla daha çok oynayan buna karşılık daha az pozisyon bulan bir Beşiktaş vardı. Holosko'nun gelişi pozisyon sayısını da gol sayısını da arttırdı. Bu kesin. Ancak hemen belirtelim; üçlü forvet tercihi de orta alandaki etkinliği azalttı. Özellikle rakiplerin diri olduğu, orta sahada bastığı dakikalarda Beşiktaş artık daha fazla bocalıyor. Skor üstünlüğünü yakalayana kadar da bunalım sürüyor. Rize'de olduğu gibi aranan gol bulunamayınca puan, hatta maçı kaybetmek işten bile değil. Türk futbolu son yıllarda birçok aşama kaydetti, dengeler değişti. Yani; Metin-Ali-Feyyaz dönemindeki futbol yok günümüzde. Dolayısıyla Bobo-Nobre-Holosko üçlemesi maziyi hatırlatan hücum zenginliği yaratıyor olsa bile orta sahadaki etkinliği azalttığı gerçeği çok daha önemlidir. Tello, Delgado ve Serdar Özkan üstün performans gösterdikleri zaman bu eksiklik en az düzeyde hissediliyor. Kaliteli ayaklar yorulduğunda ise sıkıntı başlıyor. Eğer Cisse sezon başındaki kötü görüntüsünden kurtulmamış olsa Beşiktaş'ın derdi büyüyebilirdi. Cisse'nin mükemmel futbolu, savunma önünde oluşturduğu duvar ve kazandığı topları doğru zamanda, doğru ayaklara teslim etmesi Beşiktaş'ın birçok handikabını tolere ediyor. Beşiktaş'ta asıl problem yedek kalması halinde Bobo'nun küsüp küsmeyeceği gibi geliyor bana. Lig ateşi böylesine harlanmışken Sağlam, herhangi bir oyuncusunu küstürme riskine girmek istemiyor olabilir. Bu da bir stratejidir ama çok iyi sonuçlar verir mi onu tartışmak gerek. Modern futbolun kalbi orta alanda atıyor ve burada risk almak pek doğru olmaz. Bununla birlikte Ertuğrul Sağlam iyi bir teknik adam. Rize maçının 2. yarısında gördüğü gerçeğin peşinden gidecek ve en azından zorluk derecesi yüksek maçlarda üçlü forvetten vazgeçecektir diye düşünüyorum. Çünkü işin sırrı "orta"da, forvette değil.