Biri fazla Hafta içinde yazı konusu yapmıştım Beşiktaş'ın istatistiklerini. Sezon başından beri yediği gollerin yarısını ilk 20 dakikada kalesinde görmüş Kartal. Attıklarının yarıdan fazlasını da devrenin ya da maçın son 15 dakikasına sığdırmış. Tam altı maçta bir ya da iki farklı geri düşmüş, buna rağmen (Rizespor hariç) geriye düştüğü tüm maçları kazanmış. Bu yedincisi oldu. Sezon başından beri oluşan istatistiklerini dün gece de inkâr etmedi Kartal! Yine ilk 20'de gölünü (!) yedi, yine devrenin ve maçın son dakikalarında gollerini attı.
Cisse çok iyi oynadı Peki bu böyle gider mi? Gidecek gibi görünüyor. Beşiktaş, kolay gol yemeye de alıştı, geriye düşünce panik yapmadan oynamaya da. Gaziantepspor karşısında ilk 20 dakikadaki motivasyon eksikliğini anlamak mümkün değil. Bu bölümde Cisse dışında ne yaptığını bilen bir tek oyuncu yoktu. Baki'nin hatasıyla klasik gol de gelince ilginçtir ama Kartal rahatladı! Gole kadar, kullanmadığı kanatları kullanmaya başladı. Rakip kale önünde daha sık göründü. Çizgiden çıkartılan iki top sonrası, taraftar cin kovma tezahüratları yaparken Tello kıpırdadı, Bobo ve ayakkabısını değiştiren Holosko da Nobre'ye daha çok yardımcı olmaya başladılar. Oyunun hakimiyetini eline alan Kartal, Delgado'nun organizatörlüğünde maçı kazanması için gerekeni yaptı. Önce Nobre duvarı deldi, sonra da Holosko'nun asistini Rico Paşa değerlendirdi ve iş koptu.
Nobre tamam ama Ertuğrul Sağlam, Holosko'yu sağ kanatta kullanma zorunluluğu hissediyor. Ne yardan geçiyor, ne serden. Böyle olunca hem Holosko gerçek yerinde oynayamıyor, hem de Beşiktaş kanatları kullanamıyor. İç saha maçlarında forvetteki iki oyuncudan birinin Mert Nobre olması şart. Buna sözüm yok ama Holosko ile Bobo'dan birini tercih etmeli ve orta alanda daha önce tıkır tıkır işleyen düzeni yeninden kurmalı. Bana göre iç sahada Nobre- Holosko, deplasmanda Bobo- Holosko oynamalı. Elbette karar hocanın ama biz de gördüğümüzü söylemek durumundayız. Bu üçlü bir takıma fazla, hem de dengeleri bozacak kadar fazla. Benden söylemesi.