Koltuk sevdası Futbol Federasyonu genel kurulu sonunda yapıldı. Haluk Ulusoy cephesi genel kuruldan ezici çoğunlukla çıkan "seçimli genel kurul yapılması sonucunu" hukuka taşıyacağını açıkladı. İddiaları, yapılan genel kurulun olağanüstü olduğu ve gündeme madde eklenmemesi gerektiği şeklinde. Bundan sonraki süreçte tartışacağımız konu bu olacak, sonunda hukuk en doğru kararı verecek. FIFA rüzgârını da arkasında kabul eden (Aslında değil) Haluk Ulusoy cephesinin hakkını hukukta araması güzel bir şey. Ancak aynı cephenin aktörleri, Bakırköy 2. Sulh Mahkemesi'nin verdiği kararı duyunca, "Futbolun mahkemelere düşmesini istemiyoruz" diye yaygara koparmışlardı. Demek ki fikirleri değişmiş. Hep söylüyoruz, 'hukuka saygılı olmalıyız, hukuk bir gün herkese lazım olur' diye. Bakın işte, Ulusoy ve ekibine lazım oldu.
Hafife aldılar Bu arada 2010 yılının naklen yayın haklarını şimdiden satıp, bu parayı da kulüplere dağıtacağını söylemek ya da bunu ima etmek bana göre genel kurul üyelerini hafife almaktır, onlara saygısızlık yapmaktır. İnsana sorarlar, "2010'da ligde oynayacak takımların haklarını bugün ligde oynayanlara nasıl verirsin?" diye? Nitekim sordular, en azından ben seçim yapılması lehinde verilen 192 oyu böyle değerlendiriyorum. Öte yandan televizyon reklamlarında "Milli Takım'ı finallere ben götürdüm" havası vermek de kolay oluyor. Futbol dünyasının eleştirdiği, Milli Takım'ın başarısı değil, Ulusoy'un Türk futbolunu yönetmedeki başarısızlığıdır. Haluk bey bunu iyi anlamalıdır. Ulusoy döneminde Türk futbolu, birbirinden garip, çelişki dolu PFDK ve Tahkim Kurulu kararlarıyla boğuştu. Kaotik ortam hiç bitmedi. Son yaşanan bir örneği verip konuyu açmak istiyorum. Kayserispor Genel Müdürü Süleyman Hurma, hakeme küfür ettiği gerekçesiyle bir ay hak mahrumiyeti alınca şaşırıp kalır. PFDK Başkanı Talay Şenol ve Tahkim Kurulu Başkanı Türker Arslan'ı arayıp durumu anlatır. Her ikisi de "Gözden kaçmış, iyisi mi sen iadeyi mahkeme iste" derler. Onu yapar. Zamanında dava görülse, hata düzeltilecek ama işin içinde iyi niyet olmadığını çok geçmeden anlar.
Hurma olayı örnektir Tahkim Kurulu, cezayı düşürmek yerine Süleyman Hurma'nın profesyonel olup olmadığının Kayserispor'a sorulmasına karar verir. Komediye bakın. Hurma'nın Kayserispor menajeri, yani profesyonel olduğunu bilmeyen Tahkim ve PFDK başkanlarımız var! Hadi bilmiyorlar diyelim, federasyona sormak on saniyelik iş, orada da kayıtlar var. Onu da yapmıyorlar. Bir sonraki toplantıya kalıyor karar ve Hurma da o sırada cezasını tamamlamış oluyor. Zaten asıl amaç cezası tamamlanana kadar işi savsaklamak olduğu için hedefe varılıyor. Şu basit olay bile bazı şeyleri daha iyi anlamamıza yetiyor. Zaten elini vicdanına koyan birçok insan bu tür olaylardan dolayı Ulusoy federasyonuna ve kurullarına karşı çıkıyor, gitmelerini istiyor. Siz söyleyin, haksızlar mı? Ulusoy'un gitmesini isteyenlerin haklı olduğu genel kurulda da ortaya çıktı. "Peki Ulusoy gittikten sonra ne olacak?" diyenler için şunu söyleyebilirim; Türk futbolunun yeni başkanı çok büyük bir ihtimalle Şenes Erzik olacaktır. Bekleyin görün.