Değişim! Açık konuşalım, Delgado ile Tello'nun göz okşayarak soluk kestiren, sonuç getiren futbollarına tek laf yok, ama... Holosko geldi, Beşiktaş'ın çehresi değişti. En büyük değişiklik gol pozisyonlarının sayısal olarak artmasında. Yanı sıra ataklar süratli, çabuk, etkili oluyor, rakip savunmaları panikletiyor. Holosko'yla bir başka büyük kazanım Nobre'de oldu. Sambacının, Tigana döneminden Holosko'nun gelişine dek gol bölgelerinden uzakta yaptığı işleri artık Holosko üstlendi. Slovak futbolcu özelliği olan boş alanlara kaçıyor, boş alan açıyor, rakiple boğuşuyor. Nobre, kanatlardan gelen yüksek toplarda ve kale önü karambollerde attığı gollerle kendini kanıtlamaya başladı. Ancak Slovak futbolcu, ideal bir sağ kanat oyuncusu olmadığı halde bu bölgeye kaydırılarak, etkisizleştiriliyor! Sağlam buna bir çözüm bulmalı! Tıpkı yine Tigana'nın sağ kanada çekerek körelttiği Delgado'ya "serbest adam" görevi verip kişiliğini yeniden kazandırdığı gibi. Ertuğrul Sağlam'la son haftalarda forması gibi futbolu da "10 numara"ya yükselen Delgado, bu tempoyla bu misyonunu kolay kolay kaybetmez! Elbette Delgado demek Beşiktaş'ın "kesin" başarısı demek değildir! Bir kere Beşiktaş'ın, savunması gibi bölgeler arasında da "derin boşluk" zaafı var. Bu boşluklar daraltılmazsa Beşiktaş, çok gol attığı gibi çok da gol yer. Gerçi Sağlam'ın felsefesi "gol yiyebiliriz ama yediğimizden fazlasını atarsak sorun yok"a dayanıyor ama garantisi olmayan bir mantık... Sen önce eşeğini sağlam kazığa bağlayacaksın. Çünkü sen, pozisyon, kademe, markaj, adam paylaşımı hatalarıyla bir çuval inciri her an berbat edecek bir savunmaya sahipsin...