Tastikname Hafta içi başlayıp, organize bir şekilde yönetimin içindeki ve atanmışların organizasyonuyla "istifa ederim"e kadar giden tehditler manzumesi, onurlu ve haysiyetli G.Saraylı futbolcuların müthiş tepkisiyle 19 Mayıs Stadı'nda patladı. 90 dakika boyunca sahada futbol adına her şeyi yapan Uğur Uçar, Arda Turan, Mehmet Topal, Hakan Şükür ve Ümit Karan vardı. Bu isimlerden kaçının çeşitli nedenlerle yollanmak istenip, çeşitli sızdırma ve spekülasyonlarla yollarının kesilmeye çalışıldığı herkesin malumuydu. 90 dakika boyunca takımı yöneten ve galibiyette başrol oynayan, bu yollanmak istenen oyunculardı. Söylediğini 10 dakika sonra unutan, Galatasaray Spor Kulübü tarihinin en sevilmeyen teknik direktörlerinden biri olma lütfuna mazhar olmuş bir hocaya karşı kazanılan bir 90 dakikaydı. Galatasaraylı oyuncular, dünkü maçta aslında Ankaragücü'ne karşı değil, teknik heyetlerine ve kendilerini yönettiklerini iddia eden sorumlulara karşı 4-0 galip geldiler.
Yanlışın en büyüğü İnanıyorum ki atılan her golden sonra abuk-subuk bir şekilde kadro dışı bırakılan kardeşleri Sabri'ye bu galibiyeti ve golleri armağan ettiler. İdare edilmesi ve problem çıkarması en uzak ihtimal olan Sabri Sarıoğlu gibi bir oyuncuyu bile halledemeyen Florya yönetimi, problemleri kenara atmış, başarılı bir operasyon yapmış gibi, bu maçtan sonra da gerçeklerin farkına varamazsa yanlışın en büyüğünü yapar. Hakan Şükür önderliğinde önemli bir savaş vererek, önemli bir deplasman galibiyeti alan Galatasaraylı oyuncuları onurları ve alınlarının akıyla kendilerini bazı kesimlere kanıtladıkları için kutlamak lazım. Galatasaray Spor Kulübü yönetimini, 50 milyon doları aşkın bir transfer harcamasından sonra güdümlü olarak istifayla tehdit etmeye kimsenin gücü yetmez. Feldkamp gibi bir hocayı derhal kapıya koymayan veya futbol kamuoyu önünde özür dilemeye mecbur etmeyen bir yönetim kurulu, Galatasaray'da sınıfta kalır. Sınıfta kalmanın ikmal sınavları yoktur, derhal tastikname verilir, başka okullara gönderilir.