Liderlerin zaferi Maç başlamadan önce kapalı tribünde bir pankart asılıydı. Üzerinde Feldkamp'ın resmi ve "Yaşlı kurt" yazıyordu. Bu ifade G.Saray'ın hocasının ne kadar deneyimli ve usta olduğunun göstergesiydi. Ali Sami Yen'de İstanbul Büyükşehir'e ayrılan misafir seyirci tribünü boştu. Dolayısıyla orada herhangi bir pankart olamazdı. Ama gerçekte o takımın da bir hocası vardı. Adı, Abdullah Avcı'ydı. İlk defa çıktığı Turkcell Süper Lig'de yaşlı olmamasına rağmen, takımıyla harikalar yaratıyordu. O hocanın takımı, yüzde 80 oyuncularını kimsenin tanımadığı mütevazı bir ekipti. Özellikle ilk 45'te ortaya koydukları akıllı, disiplinli ve tempolu oyunlarıyla herkese parmak ısırtıyorlardı. Devreyi de 2-0 gibi net bir skorla kapatıyorlardı. Üç aydır söylediğimiz gibi G.Saray'da ciddi bir kaleci problemi mevcuttu. İkili sıkıştırmayla gelen rakip oyuncunun üzerine kaleyi boşaltıp çıkmak, büyük takım kalecilerine yakışmıyordu. Otuz metreden çekilen şutlarda, "Niye şut attırıyorsunuz?" diye arkadaşlarına bağırmak hiç yakışmıyordu.
Galibiyet gibi beraberlik İlk yarı müthiş üstün oynayan ve oyunu yöneten Belediye, ikinci yarı karşısında bambaşka bir G.Saray buldu. Sezon başından beri kazanılan maçlarda iyi futbol oynamadığı ve çok eksik yönü olduğu konusunda ciddi eleştirilerde bulunduğum takım, puan kaybetmesine rağmen ikinci yarı oyunuyla benden ilk defa tam not aldı. Aslında galibiyet gibi sevinilen beraberlik ve ikinci yarıdaki müthiş oyun bazı tartışılan futbolcuların liderliğinde ve karizmasında ortaya çıktı. Bunlardan birincisi oyundan atılmasına rağmen Hasan Şaş, ikincisi ise Hakan Şükür'dü. Oyunun akışı içinde üç defa görev değiştiren Hasan Şaş, üstlendiği her işi layıkıyla yaptığı gibi arkadaşlarına da hırs ve devamlılık aşıladı. Hakan Şükür, konsantrasyonunu hiç bozmadan bütün takımı yönetti. Gerektiğinde arkadaşlarını sakinleştirdi, gerektiğinde de şaha kaldırdı. Lincoln diye bir oyuncudan bahsetmiyorum. Kendisi, eser zamanlarda yarım yamalak oynayarak G.Saray'a pozitif hiçbir katkıda bulunmuyor. Adeta maliyetini unutmuş bir havada. Skor olarak değil ama kolektif oyun ve hırs olarak ikinci yarı oynanan oyunun karşısında çok az takım durabilir.