Kolay ve zor Beşiktaş'a karşı öne geçmek kolay, önde kalmak zor. Bu sezon geriye düştükleri birçok maçı kazanmayı bildiler, dün gece olduğu gibi. 'Öne geçmek kolay' dedik çünkü Beşiktaş savunması inanılmaz hatalar yapıyor. Sakatlık ve kart cezalıları nedeniyle Ertuğrul hoca 3 İbrahim'li savunma ile başlarken, "Gol yesek de, yediğimizden fazlasını atarız" düşüncesiydeydi. 1. dakikada golü yiyince ikincisinin de her an gelebileceğini gördü ve Serdar Özkan'ı savunmanın sağına çekti. Bu değişiklik Serdar'ın kendi kalesine gol atmasıyla sonuçlandı! Eğer hemen arkasından Nobre'nin golü gelmese Kartal'ın gecesi kâbusa dönüşebilirdi. Kasımpaşa, Beşiktaş savunmasının zaaflarını değerlendirmek için önde bastı. İlk 20 dakikada gerçekten stratejilerini çok iyi uyguladılar. Eğer Cisse ve Tello'nun müthiş futbolları olmasa Beşiktaş'ın bu baskıdan bu kadar az hasarla kurtulması mümkün olmazdı.
Askou'yu alsınlar Nobre'nin golüyle ümitler tazelenirken herkes daha derli toplu oynamaya başladı. Savunmadaki İbrahim'lerden önce Toraman olan toparlandı, sonra delisi akıllandı! Gecenin adamı Tello ikinci ortasını Cisse'nin kafasına nişanladığında skor eşitlenirken, Kasımpaşa da başına gelecekleri anlamaya başlamıştı. İkinci yarıda Beşiktaş oyunun tek hakimiydi. Cisse ve Tello'nun neredeyse hatasız oyunlarına Delgado, Nobre ve diğerleri de katkı yapmaya başlayınca maç birden bire 'sonu belli Yeşilçam filmlerine' döndü. Delgado'nun golü şapka çıkarılacak cinstendi. Bugüne kadar birçok maçı boş geçen ama son haftalarda eski günlerine dönen Nobre ikinci golü kaydettiğinde iş artık tam anlamıyla şova döndü. Beşiktaş diyar diyar dolaşıp stoper arıyor ya, bıraksınlar aramayı taramayı Kasımpaşalı Askou'yu alsınlar. Danimarkalı oyuncu, Nobre ve Bobo ile insanüstü bir gayretle boğuştu. Yeri geldi Holosko'nun önüne dikildi. Holosko demişken şunu söyleyelim: Seyircinin önüne çıktığı ilk maçta çok heyecanlıydı. Yine de gayretliydi ve zaman zaman da iyi işler yaptı.