İnanan parmak kaldırsın Yılın "Kadrolu falcısı" Adnan Polat, sezon sonunda söyleyecek söz bulamayacak duruma düşmek istemiyorsa şimdiden ölçülü konuşmalı. Hiç değilse bıçaklı kavgalara çanak tutmaz!
Fenerbahçe'nin Kayseri deplasman-ından beraberlik ile dönmesiyle birlikte ortamı "bayram" havası sardı. G.Saray Futbol Şubesi Sorumlusu, senenin kadrolu "falcısı" Adnan Polat, uzatılan mikrofonlara "Fenerbahçe'nin ilk üç haftada puan kaybedeceğini söylemiştim. Mesajlar yukardan geliyor" diyerek, esprili tavrını sürdürdü. Polat, eski dönem yöneticilerinin vazgeçemediği alışkanlık ile yöneticilerin sahaya olan katkısını gizlemeden gerçekleştiriyor. Ortamın gerilmesi, insanların birbirlerine kin duyması gibi endişesi yok. Amaç kazanmaksa, o da üstüne düşeni yapacak. Eğer bunun için bir sinir harbi gerekiyorsa, ilk kurşunu atmaktan da çekinmiyor. Fakat bu kez ip ayağına dolanabilir.
Geçen yıl "20.45" çığlıklarına kimse bir şey demedi. Gerçekten de mucize bir şampiyonluk kazandı Galatasaray. Boşa koyup, dolu aldılar. Şimdi ise geçen seneki bu mucizenin aslında hak edilmiş olduğunu sananlar var. Fenerbahçe'nin iki puan kaybetmesi, Adnan Polat'ın "vahiyci" ilan edilmesiyle birlikte G.Saraylılar da umut ile doldular. Haklılar da. O kadar umutsuz oldukları bir önceki sezonda ligi önde bitirdiklerine göre, şimdi de "aynı rüya tekrarlanacak" diye düşünüyorlar. İşte bu insanlar sezon sonunda Adnan Polat'a, "Şimdi ki kehanetin nedir?" diye sorabilirler. Karşısına çıkıp, "Sen o kadar falcılık yaptın. Bizi umutlandırdın. Niye şimdi bu durumdayız" diyebilirler. Sayın Polat o durumda, "Ben boşa koydum" mu diyecek. Öyle derse, "o zaman geçen seneki neydi?" demeyecekler mi? Umutları sinirler üzerinden dolaştırmanın işte böyle sakıncalı tarafları da vardır. Bu kayıplar bazen bıçakların ortaya çıktığı taraftar kavgası olarak ortaya çıkar, bazen de uzun depresif dönemler olarak. Fenerbahçe yönetimi konuşmayı sahadaki oyuncularına bırakmış, bu tahriklerin içine girmiyorlar. Çünkü çaresiz değiller. 17 maçta tek penaltı kazanmamışlar. Frikik kralı Alex'in kullandığı serbest vuruş sayısı 5'i geçmez... Bunları görmüyorlar mı? Ama ortamı gererek mücadele etmek yerine, bekliyorlar. Oyuncularına güveniyorlar. Oluşturdukları kadro kalitesinin Türkiye için yeterli olduğunu biliyorlar. O zaman iş gün saymaya kalıyor. Birileri oynayacak, birileri konuşacak. Bu nedenle gelişmeleri ciddiye almaya, bu çirkin oyunun piyonu olmaya özenmeyin. Herkes kendi işini yapsın, kendi takımına ve önüne baksın.