İki büyük adam Onların yanında dolaşarak bu mesleği öğrenmeye çalışırken, şimdi yanlarında oturarak tecrübelerinden ve kişiliklerinden küçük parçalar koparmaya çalışıyorum. Attila Gökçe ve Kazım Kanat'dan bahsediyorum. Attila ağabey sadece TSYD Başkanı olarak meslekteki prototiplerimizden birisi olmadı. Mesleğine saygısı ve sürekli kendini geliştirme isteğiyle her gün hayranlığımızı kazanıyor. İnsan hikayelerini onun ağzından dinlemek ve yaşananları bugüne entegre etmek, dünya görüşümüzü tekrar gözden geçirmemize neden olan gelişmeleri duymak ayrı bir keyif... Dünya Kupası sırasında onlarca basamağı oflaya puflaya ama gümbür gümbür çıkışıyla bizleri mat etmişti. Bir de Kazım Kanat. Doktorlara bakarsanız 7 yıl önce "iyi bilirdik" dememiz gereken bir yaşam fanatiği. Dik durmanın bir emsali. Ne yaparsanız yapın yenilmiyor ve hep son darbeyi indirecek fırsatı yakalıyor. Kazım ağabeyin hayata sarılışı, zorluklarla bir top gibi oynaması ve her defasında "Ben seni yeneceğim" diyen inancı karşısında, kendimi o kadar küçük hissediyorum ki. Artık bir başka örneği zor bulunacak, iki ağabeyimin de ellerinden öpme şansını yakalamak benim için çok güzel. Helal olsun sizlere...