Torbada ne varsa çorbada da o var
Bir takım düşünün; tribünleri tıklım tıklım dolu, beklentileri çok yüksek...
Kendisinin market değeri 85 milyon euro... Karşısındaki takımın ise sadece 10 milyon euro...
Maçta 90 dakika tek kale oynuyor, 13 şut atıyor, sadece 1'i isabetli ve sıfır golle maçı tamamlıyor...
Trabzonspor taraftarı, 90 dakika sonunda Videoton maçının analizini işte böyle yapıyordu: "Şakar forvete!","Yönetim istifa!"
Ey Sadri Şener yönetimi; 33 gol atan Burak Yılmaz'ı en büyük rakibinize kaptırdığınız yetmezmiş gibi; 90 günde takıma bir forvet transferi yapamadınız...
Hep bahane ürettiniz...
Unutmayın! "O küçük şehir, kimse gelmek istemiyor" dediğiniz Trabzon'a Jean Marie Pfaff gibi, Lars Olsen gibi, Salazar gibi, Campbell gibi, Davor Vugrinec gibi, Marcelinho gibi dünya yıldızları gelmedi mi?
Market değeri 5 milyon euro olan futbolcuya 2 milyon euro bonservis bedeli teklif ederseniz tabii ki kapılar yüzünüze kapanır...
Son iki sezonda uyanık menajerlere milyon euro'lar kaptırdınız. Futbolcu izleme komitenizin önerdiği üçüncü sınıf oyunculara milyonlarca euro harcadınız. Sonra da o izleme komitesinden "İzleyip beğendiğiniz oyuncular bu mu?" diyerek hesap sormadınız. (Milyon euro'lar heba olduktan sonra Giray Bulak'ı bu işin başına getirdiniz.
Ama Giray hoca geleli neredeyse 2 ay oldu ama sonuç yine sıfır...) 1 Haziran 2011 tarihinden itibaren 4'ü bu sezon başında olmak üzere 19 futbolcu transfer ettiniz. Trabzonspor'un kasasından tam 93 milyon TL çıktı bu transferlere...
Eseriniz ortada...
Bu eseri Videoton maçında tribünden izlediniz Sadri Başkan!
Üzülerek, kahrolarak... Eminim"Benim takımım bu mu?" diyerek...
Sahada bir tane bile maç kurtaracak yabancınız olmadığını gördünüz...
Galatasaray'a kaptırdığınız Türk oyuncular yüzünden, takımın yerlerde sürünen yerli kalitesini de gördünüz.
Videoton maçı size bir ayna tuttu...
Saha kenarında biçare Şenol Güneş'i gördünüz...
İçi boşalan, yeri dolmayan ve meyve vermeyen, kurumaya yüz tutmuş bir ağaca dönen Trabzonspor'u izlediniz...
Bugün artık şapkaları öne koyup, düşünme günüdür... Acil önlemler alma günüdür...
Yoksa bu büyük Trabzonspor taraftarı, sizi de yönetici arkadaşlarınızı da o koltuklarda daha fazla oturtmazlar...
2010-2011 sezonunda 82 puan toplayarak tertemiz bir şampiyonluk kazandığınızı söylüyorsunuz...
Şike sürecinde hazırlanmış iddianame, Etik Kurulu raporları ve Yüce Türk Mahkemesi'nin verdiği kararlar haklılığınızı söyler nitelikte zaten... Şampiyonluk kupası yolunda verdiğiniz mücadeleyi camia ayakta alkışlıyor...
Ama bu dava er-geç sonuçlanacak.... Haklılığınız Yargıtay'ca da onanırsa zaten o kupa hakkı olan takıma verilecek...
Ama kupa mücadelesine o kadar takılıp kaldınız ki; takımı ihmal ettiniz, transferleri yapamadınız...
Hâlâ geç değil, daha sezonun başı... Videoton'u bu Trabzonspor, eğer gerçek gücünün yüzde 50'si ile oynarsa da ezer geçer...
Ama yapacak işiniz çok... Önce Şenol Güneş ile oturup konuşun, ruhunu kaybetmek üzere olan takıma moral verin. Takım forvetsiz oynuyor, acil takviye yapın... Trabzonspor'u artık İstanbul'dan yönetmeyi bırakın, daha fazla Trabzon'da yaşayın... (Çünkü Trabzon'da yaşayan yönetici arkadaşlarınız, kulübü ziyarete gelenleri ağırlamakla ve fotoğraf çektirip resmi siteye koymakla meşguller hep! Öyle olmasaydı Avni Aker Stadı'nın geçen yılki pırıl pırıl zemini bile bu hale gelmezdi...
Gözlerinin önündeki çim zemini bile koruyamamışlar...
Çimler yanmış... Koca yaz boyu su değmemiş sanki çimlere...) Sayın başkan; maalesef Trabzonspor'un durumu bu...
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım etmez başkan...
Hedefsizseniz, hedef siz olursunuz başkan...
Zaman ve sel kimseyi beklemez başkan...
Torbada ne varsa, çorbada da o vardır başkan...
Ve unutma başkan! Emeğin olduğu yerde daima bereket vardır...
Geleceğin tüm çiçekleri de bugünün tohumları içindedir...
Eğer bu takıma ilaç olmayacaksanız; bırakın gidin... Elbet koskoca Trabzonspor sahipsiz kalmaz... Şenol Güneş gibi bir efsaneyi çıkaran bu camia, şampiyonluklar yaşatacak bir efsane başkanı da bulur... (Not: Bugün Trabzonspor'un durumunu masaya yatırdım. İlerleyen günlerde Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş'la ilgili de çarpıcı analizler yapacağım...)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.