Helal olsun Bizimkiler!
Milli Takım'ın yeni patronu Vincenzo Montella aklın yolunu takip eden bir teknik adam. Hırvatistan'la deplasmanda oynuyorsan öne hızlı çıkıp, geriye çabuk döneceksin ve de ikili mücadelelerde ayakta kalacaksın. İtalyan basit bir şekilde çözmüş olayı… Samet Akaydın, Abdülkerim, Cenk Özkaçar, İsmail Yüksek ve Salih Özcan gibi ön libero-stoper özelliklerine sahip beş oyuncuyu birlikte kullandı. İleride iki hızlı ve çabuk oyuncumuz Kerem- Barış Alper kontratak görevini üstlenirken, Hakan Çalhanoğlu orkestra şefiydi.
Sağ kanatta İrfan Can'ın ilk görevi orta kesmek değil, atağın kenardan mı, ortadan mı devam edeceğine karar vermekti sanırım. Duruma göre arkasından gelen Ferdi'yi kaçırdı, duruma göre içeri oynadı. Çok uyumluydular. Montela'nın savaşçıları, Cenk, İsmail, Salih, Abdülkerim ve Samet ise gerçekten kusursuz fırtına gibiydiler. Özellikle İsmail muhteşem oynadı, yüreğini serdi çimlere. Dünya markası Modric oynarken de, pas atarken de istediği ortamı bulamadı. Hücumda ve savunmada dönen topları alan Bizim Çocuklar böylece hem kalemizin bunaltıcı baskı görmesini önlediler, hem de biz rakip kale önünde istediğimiz kadar oyalanabildik…
Savaşan ve üzerine gelen rakibe anında cezayı kesebilen bir Milli Takım izledik. Kerem'le yakaladığı kontrada aşırtma yapmak yerine kontrolü tercih edince pozisyonu kaçırdı. Ardından benzer pozisyonda doğru tercih yapan Barış Alper harika bir aşırtma ile Livakoviç'i avladı... Livaja, Kramaric, Perisic yoktu ama yine de Hırvatistan, Hırvatistan'dı… Petkovic son bölümde oyuna girince can havliyle bizi biraz sarstılarsa da yıkamadılar… Montella iyi başladı, bir planı vardı ve cesaretle uyguladı. Artık grupta işimiz çok daha kolay. Hoş gelmişsin Montella.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.