An’ı ıskalamak!
Karadağ şimdilerde unutulan Yugoslav ekolünün temel özelliklerini kapmış!.. Topla buluştuklarında bol pas yapan rakip oyuncular, kaptırdıklarında ise hücumlarımızı engellemek için Yugoslav faulüne başvurdular. Fransız Bastien de çoğunu yedi! Yemekle kalmayıp Bizim Çocuklara gereksiz kartlar gösterdi… Hadi Fransız'a uymayalım ve oyuna dönelim… Milli Takım, sağdan Zeki-Cengiz, soldan Mert- Hakan ikili bindirmeleriyle tempoyu ayarladığı anlarda hem pozisyon buldu, hem de şık goller attı. Özellikle Cengiz bu manzarayı çizen ressam gibiydi, sağ tarafta fırtına gibi esti, harika bir gol attı, bir de asist yaptı. Yüreğine sağlık koçum… Tempoyu yükselttiğimiz anlarda, "üstü kalsın" desek, tertemiz dört gol kalırdı cebimize… Ne var ki öyle olmadı! Sağ kanada atılan bir uzun topta neredeyse tüm savunmamız uyuyunca rahat maçı zora soktuk… Haa, Kenan da o sırada "profesyonelce" ayakkabısını bağlıyordu!..
H H H
Golden sonra Yusuf-Orkun değişikliği sahada bir şeyi değiştirmeyince Kenan çıktı, Kerem girdi ki, bana göre o "an"da sahada iki adet Cengiz Ünderimiz oldu! Fazla gelmiş olacak ki Şenol hoca birkaç dakika sonra asıl Cengiz'i çıkarıp Enes'i aldı. Oysa tam da iki kanat istediğimiz hale gelmişti!... Sonra mı!... Maç bitti, Altay'ın kurduğu baraja en az bir oyuncu daha girmeli ama Altay başta kimse farkında değil… El oğlu geldi, vurdu ve çatala astı… Yazık oldu… Günümüz futbolunda "an"ı yakalamak çok önemli… 90 dakika anlardan oluşuyor ve o "an"lardan birini dahi atladığınızda bir gol kaçırabilir ya da kalenizde gol görebilirsiniz. Biz de gördük zaten… Hem de ne görmek! Bundan sonra an'ları ıskalamayız inşallah.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.