Köprü!
Defans boğazın bir yakasıysa, forvet öteki yakası; orta saha köprü...
Köprüyü sağlam kurmazsan iki yakan bir araya gelmez.
Samet hoca, Niang-Almeida ikilisiyle başladı. Yanlarına Olcay ve Fernandes'i de ekleyince dört koşmayan adam oldu.
Bu şartlarda Veli, Necip değil İniesta-Xavi olsa fark etmez. Madem önde geri vitesi arızalı iki santrforun var o zaman arkaya oyunun iki yönünü oynayan birini koyacaksın.
Bu da Oğuzhan'dır. Özetle, futbolun gerçeklerine silah çekmeyeceksin. Çekersen Mersin oynar; sen seyredersin. Nitekim ilk 45'te olan da budur.
Almeida'nın sakatlanması büyük bir şanssızlık olsa da aynı zamanda sistemsel arızayı düzeltmek için bir şanstı!
Yerine Oğuzhan girse Beşiktaş oyunu kontrol edebilirdi.
Öyle olmadı, Holosko girdi ve rakibin bütün atakları o kanattan geldi.
Orta saha bocaladı
Uzun sözün kısası şu: Beşiktaş Olcay, Fernandes, Oğuzhan üçlüsünden birinden fedakarlık etmeden çift santrfor oynayamaz. Fedakarlık edilecek son isim de oyunun çift yönünü oynayan Oğuzhan'dır.
Beşiktaş orta sahası öylesine bocaladı ki, kontratak golüyle öne geçmelerine rağmen görüntü değişmedi. Oğuzhan oyuna dahil olana kadar, Veli'nin tüm gayretine rağmen, orta sahaya hakim olan ev sahibi takımdı. Yakaladıkları pozisyonları değerlendirseler işin şekli çok değişirdi.
Oğuzhan'ın girmesinden sonra oyunun kontrolü Beşiktaş'a geçti. Fernandes de rahatladı, Veli de. Necip değil de Olcay çıkmış olsa Beşiktaş'ın etkinliği çok daha artabilirdi.
Maçın Beşiktaş adına en iyilesi Niang'tı. Savunması yok ama hücumu müthiş renkli.
Mersin adına gecenin adamı ise kaleci Bicik'tı.
İlginçtir Beşiktaş'ın çift santrforla başladığı maçı sakatlık ve son saniyelerdeki Mersin İdman Yurdu baskısı nedeniyle santrforsuz ve üç stoperle tamamlamak zorunda kaldı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.