Kiev'den önce sonra
Avusturya kampında yeni transferlerin uyumu ile yeni sezona hızlı bir giriş yapmayı hedefleyen Beşiktaş; Serdal Adalı, Tayfur Havutçu ve Ahmet Ateş'in şike soruşturmasında tutuklanmalarının ardından bir anda kaotik bir ortamın içine girdi.
Yaşananlar Adalı, Havutçu ve Ateş için ne kadar büyük bir şanssızlık ise kamp sırasında altyapıda görev alması için anlaşılan Carlos Carvalhal için aynı derecede büyük bir şans olarak çıkıyordu karşımıza...
Apar topar "Emanetçi teknik adam" gömleğini giyen Carvalhal, herkes için kapalı bir kutuydu. Bu sırada ligin başlaması bir ay kadar ertelenmiş ve sezon başı yüklemeleri yapılan futbolcular hazırlık maçlarının yoğun olduğu ikinci bir kamp dönemi yaşamak zorunda kalmışlardı. Avusturya ve Almanya'daki hazırlık maçları Portekizli hocanın takıma ısınması için fırsat doğurmuştu.
Ama tecrübesiz Carvalhal'in Guti, Fernandes, Almeida, Simao ve Quaresma gibi yıldızları nasıl idare edeceği ciddi bir merak konusuydu.
BEBE'NİN SAKATLIĞI SARSTI
Carvalhal'in bulduğu ilk yöntem mümkün olduğunca hepsini birlikte oynatmak şeklinde oldu. Ancak sezonun başlamasıyla birlikte sıkıntılar baş gösterdi.
10 Eylül'de Eskişehir deplasmanında lige başlayacak olan Kartal, 9 Eylül'de Bebe'nin sakatlığıyla sarsıldı.
Manchester United'dan alınan genç yıldızın iç yan bağları yırtılınca aylarca sahalardan uzak kalması kesinleşmişti.
Bu moralle Eskişehir deplasmanına giden Kartal; Fernandes, Almeida, Quaresma ve Simao gibi ayağına top bekleyen dört oyuncuyla sahaya çıkmış ve maçın büyük bölümünde ancak beraberliği koruyabilmişti. Koşan ve oyunu tutanlardan Necip ile Veli'nin ikinci yarıda oyundan çıkmalarıyla (Edu, Pektemek girdi) orta alanda oyundan düşen Beşiktaş, 85'te yediği golle daha ilk maçta mağlubiyetle tanışıyordu.
ÖNCE KOLAYCILIĞA KAÇMIŞTI
Burada kadro detayına girme sebebimiz, bundan sonraki tüm maçlarda (Kazanılan Kiev karşılaşmasına dek) bu konunun gündemde kalacak olmasıdır.
Çünkü Carvalhal, yıldız kaprisi çekmek yerine onları kadroya birlikte koyma ve bu uğurda sistemini zorlama kolaycılığına kaçıyordu.
İkinci hafta kapıya dayanmadan Guti'nin gece kulübünde karıştığı kavga İspanyol yıldız ile Portekizli hocanın arasına kara kedi girmesine sebep olurken, PORTEKİZ ÇETESİ eleştirilerinin de başlamasını beraberinde getirecekti.
13 Ağustos 14 Ağustos'a bağlanırken ünlü gece kulübü Reina'nın tuvaletinde başlayan kavgaya, locada bulunan Guti, Fernandes, Kartal'ın efsanelerinden Nouma ve birkaç futbolcu da karışınca ortalık da fena karışıyordu.
Ertesi gün Guti ve Fernandes'i karşısına alan Carvalhal, bir daha böyle bir şey yaşamak istemediğini net şekilde ortaya koyarken, hatalarını tekrar etmeleri halinde her iki futbolcuyu da gözden çıkaracağını bizzat yüzlerine söylüyordu.
Fernandes özür dileyip, nispeten daha dikkatli davranırken Guti yılların alışkanlığını bırakmakta zorlanıyor ve gecelere akmaya devam ediyordu.
Hemen belirtelim, o gece yaşananlarda İspanyol yıldızın, gece Reina'ya gitmek dışında bir suçu yoktu.
Kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen birinin alaycı tavırları nedeniyle rahatsız olan İspanyol futbolcu tepki vermiş ve ardından yumruklar konuşmuştu. Öyle ya da böyle daha önce de bazı sıkıntılar yaşayan daha doğrusu yaşatan Guti, yeni bir sıkıntıyla karşı karşıyaydı.
Hal böyleyken emanetçi konumundaki Carvalhal, altıncı haftadaki Kayserispor maçına kadar kadro konusunda cesur adımlar atamadı ve sorunlarla yüzleşmekten kaçtı.
Kayseri maçı bu anlamda bir dönüm noktası kabul edilebilir.
Çünkü Portekizli hoca, her maçta oynamak isteyen yıldızlarına "Hadi gösterin kendinizi" dercesine Kayseri maçında hiçbir şekilde topun arkasında olmayan tam beş yıldızı aynı anda sahaya sürdü.
Ligin orta sınıf ekiplerinden Kayseri ile İnönü'de karşılaşan Kartal, sahaya 5 general ile (Fernandes, Guti, Edu, Simao ve Quaresma) çıkmış ve bedelini 2-0'lık mağlubiyetle ödemişti.
O maçta hem futbolcularına mesaj veren hem de bazı gerçekleri net şekilde gören Carlos Carvalhal'in ilk kararı Guti'yi gözden çıkarmak oldu. Portekizli teknik adamla Guti arasındaki "kara kedi" maçın tek hakimiydi ve bu süreç İspanyol yıldızın ayrılışına kadar böyle sürecekti.
Ancak hepsi bu kadar da değildi. Kayseri mağlubiyetiyle camianın güvenini kaybettiğini hisseden Carvalhal, 5 gün sonra deplasmanda oynanacak Kiev maçının kendisi için krıtik bir viraj olacağının farkındaydı.
6'SINI OYNATMADI
Beş gün içinde radikal kararlar aldı. Kayseri maçında sahaya çıkan kadrodan tam altı oyuncuyu Kiev maçında oynatmayan Carvalhal, 1-0'lık mağlubiyete rağmen ortaya konan futbol nedeniyle camiada ümitleri yeşertti.
Kiev ile deplasmandaki maç Beşiktaş için önemli bir dönüm noktası olurken Carvalhal'in bundan sonra izleyeceği rotayı da belli ediyordu.
Portekizli hoca, bundan sonra (Cezalar ve sakatlıklarından yardımıyla!) orta sahada Veli, Aurelio, Necip, Ernst gibi koşan oyuncuları ağırlıklı olarak kullanırken, duruma göre en fazla üç generali kadroya koyuyor ve Beşiktaş artık oyunu daha rahat tutan bir takım görünümüne kavuşuyordu.
Hemen belirtelim bizim üç cümleyle özetlediğimiz bu süreç öyle sabun köpüğü gibi yaşanmamış ve son derce sancılı zamanlardan geçilmiştir.
Örneğin "Portekiz Çetesi hocayı yönetiyor" eleştirileri artınca ve özellikle Quaresma, Gaziantep deplasmanında çirkin hareketler yapınca Carvalhal çok zorda kalmıştı.
Portekizli hocanın, vatandaşı Sidnei'i çok formda olduğu dönemde takımdan kesmesinin en önemli sebeplerinden biri de "Sadece Portekizliler'i oynatıyor" havasını önlemekti.
Ancak ne yaparsa yapsın bu konuda eleştirilmekten kurtulamıyordu.
Carvalhal eleştirileri azaltmanın tek yolunun iyi futbol oynamak ve kazanmak olduğu gerçeğiyle yüzleşmiş ve artık hesabını, kitabını ve tabii ki kadrosunu buna göre yapar olmuştu...
"ALEMLERİN KRALI" GUTİ'NİN GECE KARNESİ!
6 Aralık 2010: Alkollü araç kullandığı sırada Bebek sahilinde İETT otobüsüne çarptı. 2.71 promil alkol tespit edilen İspanyol futbolcunun ehliyetine altı ay el konuldu.
17 Ocak 2011: Reina çıkışı kendisini görüntüleyen basın mensuplarına saldırdı. Fotoğraf makinelerini almaya çalışan yıldız oyuncu bir muhabirin boynunu sıktı.
3 Nisan 2011: Genç takım arkadaşı Ersan ve kız arkadaşıyla gittiği Reina çıkışı gazetecilere küfür edip saldırdı.
2 Mayıs 2011: Gittiği alemlere aktıktan sonra çıkışta kendisini görüntülemek isteyen gazeteciyi yumrukladı.
13 Ağustos 2011: Reina'da Fernandes ve Pascal ile birlikte kavgaya karıştı. Yumruklar konuştu.
15 Kasım 2011: Tüm bunların sonunda Beşiktaş'la sözleşmesi karşılıklı olarak feshedildi.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.