Söylesene başkan; borçlar neden artıyor?
Beşiktaş taraftarının takım kötü oynadığı zaman bir tezahüratı var; "Söylesene hoca; takım neden oynamıyor?" Beşiktaş kamuoyu takımın son 3 yılki performansından memnun. Onun için böyle bağırmıyorlar. Bana her gün yüzlerce telefon geliyor.
Sağ duyulu, akil Beşiktaşlılar "Sinan başkan borçlar denen artıyor, bu kulüp nereye gidiyor" diye beni arıyorlar. Üç ayda bir yapılan divan kurulu toplantılarında Denetleme Kurulu tarafından Beşiktaş'ın mali durumu açıklanıyor.
Geçen hafta yapılan toplantıda kulübün borcunun tam 1 milyar 980 milyon TL olduğu açıklandı. İnanılmaz 3 ayda kulübün borcu 1000 milyon artmış. Ben de borç rakamını merakla bekliyordum. Yayın haklarından, Şampiyonlar Ligi ve Cenk Tosun'un transferinden gelen parayla borcun en az 100 milyon TL azalacağını ümit ediyordum. Ama rakam; 100 milyon TL artmış.
İki gün önce bir haber patladı.
Sezon başında kiralık olarak alınan Lens'in satın alma opsiyonu kullanıldı. Bu futbolcuya 4 yıllık kontratla 8 milyon euro ödenecek. Hollandaı futbolcunun aşısının Beşiktaş'la tutmadığı açık ve net görülmesine rağmen Lens için 56 milyon TL Beşiktaş'ın kasasından çıkacak. Hakikaten aklım almıyor. "Kur farkı" diyorlar ama; yine euro'yla yapılan anlaşmalar devam ediyor.
Şu zihniyete bakın!
Kendi evlatlarımız Necip ve Atınç'la bile euro üzerinden anlaşmalar yapılıyor. Kulüpte personel sayısı 900 kişiye çıkmış.
Biz BEFAM'la 6 milli futbolcu çıkartırken, altyapıda 20 çalışan vardı. Bugün altyapıda maaşlı kadrosu 61 kişi olmuş.
Eh işte Metin Albayrak başında olursa bunlar da normal!
Çok da üzücü altyapıda bir tane zorlayacak oyuncu yok. Ah özür dilerim; Fatih hariç! Yani özetle; Sayın başkan Çin'i mini şimdilik bırakın da; "BU BORÇLAR NASIL ÖDENECEK?" onu bize projeyle anlatın.
En üzüldüğüm konu, Beşiktaş Divan Başkanı Onursal başkanımızın kulübe kazandığı tüm mallar satılırsa borcun yüzden 25'ini karşıladığını belirtiyor. Sakın böyle bir teklifle kongreden onay almaya kakmayın. Beşiktaş'ın akil insanları ve bilinçli taraftarlar buna müsaade etmez.
Beylerbeyi'nde derbi sohbeti
Derbi ertesi Beylerbeyi Suppa Kafe'de dostlarla beraber maçın yorumlarını yapıyoruz.
Sevgili dostlarım; koyu Fenerbahçeli Salim Karabacak, Kahveci Hekim ve Trabzonspor'un eski 2. başkanı Muammer Saka ile beraberiz. Türk futbolunun gidişatından hiç memnun değiller. Bilhassa kulüplerin düştüğü ekonomik çukurdan onlar da farkında.
Derbi maç içinse milyon euro paralar alan futbolcuların hiç de iyi niyetli olmadıklarını, maç sonu teknik direktörlerin demeçlerini son derece futbol ve centilmenlik dışı olduğunu ve bu kişilerin maalesef kulüp başkan ve yöneticileri tarafından kollandığından şikayetçiler.
İsim isim yazmama gerek yok ama Kahveci Hekim diyor ki "Bu Volkan hem kulübüne hem de Türk futboluna büyük zarar veriyor!" Üç gün evvel muhteşem bir futbol ortaya koyan Q7'nin yaptığının hiç hoşuma gitmediğini ben söylüyorum. "Alt üste bakar" diye bir söz vardır ya aynen öyle. Salim Karabacak "Maçları bu hale getirenler maalesef başkan ve yöneticiler ve devamında da teknik direktörler, kulüplerin basın sözcüleri.."derken hepimiz ona hak veriyoruz.
Allah aşkına; koridorlarda yöneticilerin ne işi var!
Çok masum içinde küfür olmayan bir çocuk şarkısı için şu Metin Albayrak'ın yaptığına bak! Basın sözcüsü müdür, altyapı sorumlusu mudur yoksa Orman'la Ahmet Nur Çebi arasında pinpon topu mudur bilinmez!
Zaman zaman transferle de ismi geçiyor. Sen neymişsin be Metin Albayrak!
Yönetenler lütfen kendinize gelin! Maçları da son derece geriyorsunuz. Bu gerginlik malzemecilere kadar iniyor.
Kulübelerin hali bir facia. Hakemin her kararının ardından korkunç bir tepki! Hakemler de insan. 40 bin kişi önünde iyi niyetli olmayan futbolcularla ancak bu kadar yönetebiliyorlar.
Bu kadar olumsuzluğa rağmen Aydınus iyi maç yönetti ama 90+6'da Babel'in ceza sahasında düşürülmesini maç sonu eleştirileri düşünüp belki görmezden geldi.
Beşiktaş'ın en önemli silahı bu hafta en zor maçlardan birinde maalesef sahada olmayacak.
Lütfen biraz sağduyu...
Dünya markası THY
Turizmden sevindirici haberler geliyor. Geçen seneye nazaran Almanya'dan % 100 artış var. Önümüzdeki günlerde ülkemize 500'e kadar turizm acentası ve binlerce Alman gelecek. Bu potansiyelin artmasında THY'nin büyük katkıları var. Ülkemize turistler yüzde 90 havayoluyla geliyor. THY inanılmaz bir gelişim halinde. Bu turistlerin gelmesi için en önemli merkezlerde yeni hatlar açılıyor. Bu da turizm için büyük bir yatırım. Bilhassa İlker Aycı'nın yönetim kurulu başkanı olmasıyla çıta iyice yükseldi. THY'nin ülkemizin tanıtımında da büyük katkısı var. Basketbolda EuroLeague'in sponsoru olurken, bütün filmlerini büyük zevkle izlediğim Morgan Freeman'ı tanıtım yüzü yaparak gönlümü kazandılar. Sayın Aycı Vakıfbank'tayken bu kulübümüzün Kadın Voleybol Takımı onun döneminde çok yükseldi. Aycı ve ekibi geçen yıl yine spora yatırım yapıp voleybol takımı kurdu. THY Kadın Voleybol Takımı bir aksilik olmazsa gelecek sezon Sultanlar Ligi'nde yer alacak. Aycı kulübün başkanlığına devam ederse inanın Türkiye ve Avrupa şampiyonluğu için yeni bir Türk takımı dünyanın takdirini kazanacak. Gelecek hafta yapacağım Küba seyahatinde THY'yi kullanacağım. Yolculuktaki harika yemekler için sabırsızlanıyorum. Başta Aycı ve tüm emeği geçenlere sonsuz teşekkürler.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.