Beşiktaş'ın yolu açık

Hep belirtiyorum; Beşiktaş'ın son yıllardaki en büyük transferi Şenol Güneş... Bakın 17 Ocak 2002 yılında Nihat Kahveci, Beşiktaş'tan Real Soceiadad'a transfer olurken o dönemin teknik direktörü "Nihat'ı satan şampiyonluğu satar" demişti. Bu söz yıllarca konuşulmuştu. Güneş ise Cenk Tosun gibi bir yıldızın satılması konusunda "Beşiktaş ve Cenk Tosun için hayırlısı olsun" diyerek takıma ve Cenk'e olan güvenini gösteriyor.
Bu çok ama çok önemli bir vurgu...
Bugünlerde hepimiz transfere odaklandık. Varsa yoksa transfer konuşuyoruz. Cenk transferi sonunda bitti.
Cenk hep kendini geliştirdi.
Özel hocalarla çok çalışmanın ödülünü aldı. Beşiktaş ise Türk Futbol tarihinin en pahalı transferine imza attı.
Emeği geçenleri tebrik ediyorum.
Güneş farkıyla büyük çıkış yakalayan Beşiktaşlı futbolculara dünyanın dört bir yanından transfer teklifleri yağıyor. Bu gelişmeler Beşiktaşlıları hiç endişelendirmiyor.
7'den 77'ye tüm Beşiktaşlılar Güneş'e çok güveniyor. Güvenmekte de çok haklılar...
Güneş'in her zaman iyi bir A ve B Planı var. Ve şunu biliyorum ki; usta teknik direktör geleceğin takımını kurma planları var. Beşiktaş yönetimin yerinde olsam futbol takımındaki tüm yetkileri Şenol Güneş'e veririm. Güneş altyapıdan üst yapıya birçok projeye imza atmalı. Beşiktaş'ın geleceği Güneş açmalı.
Usta teknik adamla Beşiktaş'ın yolu açık...

Şeref Nasır'ın endişeleri
Beşiktaş'ın Türkiye ve Avrupa'da son yıllarda kazandığı başarılar hepimizi gururlandırıyor.
Ancak kurumsal yapıdaki yanlışlıklar ve kulübün artan borçları Beşiktaş camiasının önde gelen kişileri endişeye sevk ediyor.
Bunu neden söylüyorum; sabah kalktım. Yine bir haber; "Beşiktaş 96 milyon dolarlık Denizbank ve Ziraat Bankası'ndaki kredisi onaylanmış" Bu demek ki, yaklaşık 400 milyon TL...
Peki Cenk Tosun'dan gelecek para 120 Milyon TL'nin üzerindeyken, bu kadar gelir elde edilirken bu kredi neden alınıyor? Geçen gün çok sevdiğim Divan Kurulu eski Başkanı, dürüst insan Şeref Nasır bana bir elektronik posta yollamıştı.
Beşiktaş Şenol Güneş yönetiminde harika sonuçlar alıyor. Bu konulara girmek istemediğim halde vicdanımın sesini dinleyerek Şeref Nasır'ın Beşiktaş'ın endişelerini noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlıyorum. Yorum siz sevgili okuyucularımın...
1. Beşiktaş Futbol A.Ş. hisselerinin halka arzında genel kurul onayı Serdar Bilgili döneminde alınmış o gün bu gün hisseler bu onaya dayanarak halka arz edilmeye devam ediliyor. Hatta arz ile yetinilmeyip derneğin çoğunluğunu ortadan kaldıran hisse rehinleri yapılıyor.
2. Bütçenin % 10'unu aşan borçlanmalarda genel kurul onayı alınması gerekirken bütçenin misliyle fazlası boyutunda borçlanmalar gerçekleşiyor.
3. Stat maliyeti herkesin anlayacağı boyutlarda çelişkiler içeriyor. Üstelik stadın maliyetinin büyük kısmı dernek üzerinde bırakılıp derneğin eski stattan aldığı sembolik kira bile kaldırılarak % 49 u (rehinlerle belki de % 60 a yakını) halka açık şirkete dernek feda ediliyor.
4. Akıl almaz boyutlarda harcamalar dikkat çekiyor.
Danışmanlık, reklam adı altında bazı personele akıllara zarar ücretler ödeniyor A.Ş. genel müdür ve yardımcısının şirkete yıllık maliyeti 3,5 milyon (eski rakamla 3,5 trilyon) yani aylık yaklaşık 300.000 TL .
5. Kulübün mali yapısı yönetilemez bir noktada. 2023 yılına kadar tüm gelirler temlikli, şampiyonlar ligi ve lig şampiyonluğundan gelen olağanüstü gelirlere rağmen borç inanılmaz bir hızla artmaya devam ediyor. 2016 yılında faiz ve kur gideri 190 milyonun üzerinde; cironun 1/3 ünden fazla. Maalesef saysak sabaha kadar bitmeyecek daha bir çok olumsuzluk var. Bütün bunları görmeyen duymayan umursamayan bir camiamız var ne yazık ki.
Futbol takımımız Şampiyonlar Ligi'nde başarılı ya bu her şeyi örtüyor. Bunun faturası çok ağır olacak ama bakalım camia bunu ne zaman idrak edecek.

Montenegro'da futbol sohbetleri
Yılların turizmcisi olarak yeni yıla dostlarımla Montenegro'da (Karadağ) girdim.
Doğasıyla, kibar insanlarla, inanılmaz mutfak zenginliğiyle (bilhassa deniz mahsulleri ile)... Dünyada görmediğim çok az yer olmasına rağmen en beğendiğim yer Montenegro. 600 bin nüfusu var, muhteşem koylar ve inanılmaz tarih zenginliği ve James Bond filminin çevrildiği Splendid Otel de bizim Antalya'daki muhteşem otellerimizi aratmıyor. Bir de çok sevdiğim dostlarım, ülkemize dünya 3.'lüğünü kazandıran Sayın Haluk Ulusoy, Salim Karabacak ve Kenan Öner de olunca keyfim zirveye ulaştı.
Zaman zaman futbol üzerine sohbetlerimiz demlendi. Fikir birliğimiz de Türk Futbolunun da içinden çıkılmaz bir maceraya sürüklendiğiydi. Ben bu yaz tatilseverlere Montenegro'yu şiddetle tavsiye ediyorum.
Bütün okurlarımın yeni yılını tekrar kutlar, sonsuz sevgi ve saygılar sunarım.