Büyük iş
Mostafa Mohamed, maça inanılmaz başladı. Geleli birkaç hafta olan ve performansıyla gündemin ilk sırasına oturan Mısırlı, bir şutu direkten dönmese ve sonrasında Onyekuru, karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu filelere gönderebilse, ilk 15 dakikada bir gol, bir de asist yapmış olacaktı. Ligin en iyi birkaç takımından Alanya bu dakikaları atlatıp Salih'le maça geç de olsa giriş yaptı. Salih'in elverişli pozisyonda topu direğe nişanladığı şutun hemen sonrasında Yedlin'in mükemmel pasıyla buluşan Emre Kılınç topu önce savunmanın üzerine vurdu ve dönüşünde de cezayı kesti. Kılınç, sahanın en iyilerindendi. Bir Alanya hücumunda Babacar ile burun buruna kalan Muslera gole geçit vermedi. Hakem Zorbay Küçük, Onyekuru'nun ceza sahasında düşürülmesine "devam", Babacar'ın Luyindama'nın kaşını yarmasınayda "sarı kart" derken (bence) hatalıydı.
***
Özellikle VAR'a dahi gerek duyulmadan Babacar'a kırmızı kart çıkmaması hayli garipti. Donk, Taylan ve Belhanda'nın yedekte soyunmaları çok dikkat çekiciydi. Üç futbolcunun da sadece "dinlendirmek" için yedek olduklarını düşünmek saflık olur. Galatasaray takımı yeni gelenlerin ardından bir evrim geçiriyor ve Terim bu dönüşüm sırasında bazı oyuncularına "kimse vazgeçilmez değil" mesajını veriyor sanki. Sarı kırmızılılar, 70'ten sonra topu rakibe vermekle kalmadı (neredeyse) sadece izlediler. Muslera vücudunun her yeriyle yaptığı kurtarışlarla yine en iyisiydi. 10 dakika bir gecikmeyle gelen Taylan ve Kerem aşıları Alanya'nın baskısını hafifletmese de Galatasaray son üç maçında yenildiği takımı deplasmanda yendi. Hem de Gedson, Etebo, Kılınç orta sahasıyla. 3 puandan fazlasıydı. Terim resmen ustalığını konuşturdu. Gerçekten çok ama çok büyük iş.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.