Şampi...
Galatasaray, dün akşam, tarihinin en büyük desteğiyle oynadı.
İddia ediyorum; sarı kırmızılıların UEFA Kupası 2000 Finali'nde ardındaki destek bu maçtaki kadar çok değildi. Öyle ya, şampiyonluk hesabı yapan Beşiktaşlılar ve Fenerbahçeliler de beraberlikten çok Galatasaray'ın galibiyeti için duacıydı.
Fatih Terim, ilk onbir tercihini yaparken uzun süredir forma giymeyen Denayer'i Maicon'a, Tudor'un yolda görse tanımayacağı Donk'uysa Selçuk'a tercih ederek risk almıştı. Kuşkusuz her iki tercihin de sebebi aynıydı;
Emmanuel ADEBAYOR. Denayer ve Serdar her ne kadar güven uyandırmayan, stoper mevki için genç isimler olsalar da, hızlı olmaları sebebiyle hareketli oyunda Adebayor'u durdurabilirlerdi.
Kameraların yerde sakatlığı nedeniyle yatan Fernando'yu göstermesiyle çözülmüş oldu. O sakatlık olmasa, çıkmaya en güçlü aday –bence- Belhanda idi o dakikada. Ama, o ihtimalde, oyuna sokulacak isim tahminimce Selçuk'tu. Sonuçtan bağımsız olarak, Başakşehir'in dün akşamki performansıyla şampiyon olması neredeyse imkansız bulduğumu söylemeliyim.
Aslında aynı değerlendirmeyi ''deve dişi'' gibi maçları kalan Galatsaray için de söylemek mümkün. Dün gece, stresli ve çok önemli bir maç geride kaldı. Gerek sonuç, gerekse performanslardan benim anladığım tek şey, bu ligin en güçlü şampiyonluk adayı; Beşiktaş. Yani; iki hafta sonra bugün (pazartesi), gazete başlıklarında ''ŞAMPİ…'' ifadesi görürsek kimse şaşırmasın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.